Birkaç yazımda değindiğim ve rahatsızlığını ağır biçimde hissetmeye başladığımız "internet ortamında kişilik haklarının korunamaması" sorunu devam ediyor. Bu konuda bir yasa tasarısı gelmişti ancak son anda paketten çıkarıldı. Bugün bu konuya değinmek ve basın hukuku konusunda uzman bir hukukçu olan İstanbul Bölge Adliyesi Savcısı Asım Ekren üstadımızla birlikte kaleme aldığımız taslaktan ve önerilerimizden bahsetmek istiyorum.
AYM'NİN İPTAL KARARI
AYM, 5651 Sayılı İnternet Ortamında Yapılan Yayınların Düzenlenmesi ve Bu Yayınlar Yoluyla İşlenen Suçlarla Mücadele Edilmesi Hakkında Kanun'un 9.maddesini iptal etti. İptal hükmü sebebiyle 10 Ekim 2024'ten bu yana yaklaşık 10 aydır bir boşluk var. AYM kararında internet ortamında kişilik haklarına yapılan saldırılara karşı içeriğin sınırlanmasına yönelik kademeli bir müdahale yöntemi sunulmadığını, ilgili düzenlemelerde ifade ve basın özgürlüğüne ağır müdahaleye sebebiyet verebilecek yetkilerin de olduğunu değerlendirmiş ve -bizce hatalı bu yaklaşımla- maddeyi iptal etmişti.
GERİ ÇEKİLEN TASLAK
29.05.2025 tarihinde Meclis'e sunulan 10. Yargı paketi olarak bildiğimiz "Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkında Kanun ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifinin" 25. maddesi bu konuyu düzenliyordu.
Teklif, "ilk bakışta kişilik haklarını ihlal ettiği" anlaşılan durumlarda yirmi dört saat içinde içeriğin çıkarılabileceğini, daha detaylı bir inceleme gerektiren durumlarda talebin reddedileceğini öngörmekteydi.
Teklif, yayın türü ayrımı ortaya koymamış, yani internet haber siteleri ile sosyal medya mecraları arasında bir inceleme farkı gözetmemişti!
HABER SİTESİ v. DİĞERLERİ AYRIMI!
Basın Kanununa internet haber sitelerinin eklenmesinden sonra sahadaki durum değişti. Bu herkesin gözünden kaçıyor ama artık her haber yapan site, "haber sitesi" değil. Bunun şartları ve koşulları var. Haber alma özgürlüğünü "merdiven altı habercileri" "itibar tetikçisi ayaklı gazeteleri" görmeden yorumlamak, kişilik haklarının zeminini çatırdatıyor... AYM'nin iptal gerekçesinden bahsettiği "basın özgürlüğü" şayet bu zevatı da kapsayacaksa işimiz zor! Burada AYM'nin de Teklifin de kaçırdığı nokta bu. Bu ayrım yapılıp yasa buna göre formüle edilirse, sahadaki bu sorun da bir nebze temizlenecek... Haber sitelerine özgü inceleme rejimi ile sosyal medya paylaşımlarına dair sistematiği; alelade bir sitenin haberimsi metni ile "gerçek" bir haber ajansının içeriğini aynı süre ve rejimde denetlemek makul görünmüyor! Bu yönüyle yasa iyi ki çekildi zira bu süre zarfında daha detaylı düşünme imkânı da doğdu...
UYGULAMADAKİ SORUNLAR
Taslak metinimizi yazarken, yukarda belirttiğimiz hususlara ek olarak uygulamada sorun olabilecek şu hususları da gözettik:
(1) Kanuna unutulma hakkının tanınması ve bunun da kişilik hakları bağlamında koruma altına alınması gerekiyor.
(2)