Uzun bir süredir değinmek istediğim bir konuydu belediye sistemindeki -özellikle de büyükşehirdeki- sorunlar. Konunun yolsuzluk ve benzeri yanı bir yana yönetim ölçeği ve örgütlenmesi bağlamında problemler olduğunu görmeliyiz. Türkiye'de bu anlamda bir yerel yönetimler reformu gerekiyor. Öncesinden tartıştığımız bu konuyu Sayın Erdoğan dile getirdi. Ve bence hayati bir konuya değindi... Belediyeler eriyor. Çözüm yerine sorun üretiyor...
10 YIL GEÇTİ
2014 yılında yürürlüğe giren yeni büyükşehir sisteminin üzerinden 10 yıl geçti. Sistemin işleyişini tespit etme anlamında önemli bir süre olduğunu düşünüyorum. Hatırlanacağı üzere Büyükşehirlerde il sınırı ile belediyenin hizmet sınırı eşitlendi. İl Özel İdareleri kaldırıldı. İlçe belediyeleri dışındaki "belde" belediyesi olan yapıların tamamı yok artık...
BELEDİYE Mİ, FAZLASI MI
Bu konuda ilk tartışılması gereken husus budur bence. Büyükşehir belediyelerine niteliği açısından bakarsak yalın anlamda bir belediye midir, yoksa belediyelerin üstünde bir yerel yönetim birimi midir Birtakım görevleri itibarıyla bakılınca pek tabi belediye olduğunu kabul etmek gerekiyor. Ancak ilçe belediyelerine pay aktarma, onların alanlarında hizmet verme ve en önemlisi de bağlı kuruluş ve birtakım görevleri ile tüm ilde bulunma zorunluluğu olan mevcut yapılar ilçe-büyükşehir belediyeleri arasında merkezi hükümetten daha fazla etki oluşturacak bir alana işaret ediyor.
ROLÜNE KARAR VERELİM...
Temel gerilim noktası "aynı türden görevleri" hem Büyükşehir'e hem de ilçe belediyelerine vermekten doğmaktadır. Mevzuatta birçok görevin böyle olduğunu görebiliriz. Bu da ister istemez görevlerin "alan olarak" ayrılması sonucunu doğurmaktadır. Bu vatandaş için anlaşılması zor, belediyeler için izahı neredeyse imkansızdır. Bir başka sonucu ise siyasi olarak vatandaş tarafından faturanın yanlış yere ya da anlamsız biçimde her iki başkana da kesilmesine sebebiyet vermektedir.
ADAY SORUNU
Yönetim ölçeğini büyüttükçe, yöneten kişiyi bulma sorunu da doğmaktadır. Bu da partileri "tanınmış kişi" ile "yapabilecek kişi" arasında bir seçim yapmaya itmektedir. Pek tabi oy kaygısı ile "tanınmış" tercih edilmektedir. Oysa, belediyecilik salt siyasi unsuru içermez, kabiliyet ve bilgi de ister... En büyük sorun ise "beceriksiz de olsa" salt daha fazla tanındığı için tercih edilmek zorunda kalınan belediye başkan adayıdır ki, bu da başkan değişiminin zorlaştığı bir ortamı ihdas etmekte ve bazen partilere ağır fatura getirmektedir.

94