Sinemanın gücü

Sinema Yazarları Derneği'nde neredeyse yirmi yıl kadar önce tanıdığım Deniz Yavuz'un 61. Uluslararası Antalya Altın Portakal Film Festivali Sanat Direktörü olduğunu, X'te Antalya Belediye Başkanı Muhittin Böcek'in gönderisinde okudum. Gönderiyi "laykladım". Deniz'i de WhatsApp'tan tebrik ettim.

Tercüman Gazetesi'nde film eleştirileri yazdığım yıllarda, 12 Eylül'de kapatılan SİYAD yeniden kuruldu. Ben o trene işte o tarihlerde, başka bir sinema yazarları treni olmadığı için bindim. Sanırım 23 numaralı üyesiyim. SİYAD'ın uzun zaman Genel Sekreterliğini yapan Saim Yavuz ve daha sonra aynı görevi üstlenen Deniz Yavuz, trenlerindeki "zorunlu yolcuya" her vakit nezaket ve hüsnü niyetle yaklaştılar -bu kanaatim daha sonraki ve bugünkü yöneticiler için de aynen geçerli- bu yüzden ilişkilerimiz hâlâ sürüyor.

Sözün özü, Deniz Yavuz'un festival direktörü olması benim de hâlâ yazmaya devam etmem onunla bir röportaj yapmamı icap ettirdi. Halkla İlişkiler gibi kritik bir alanda organizasyon başarılarına pek çok defa imza atmış olan Batuhan Zümrüt her zamanki gibi ta İspanya'dan konuya dâhil olarak işi kolaylaştırdı. Yavuz'a ilk sorum şu oldu:

- Bu yılki festivalin hedefleri nelerdir

Yönetmenlerin eserlerini geniş kitlelerle buluşturmak. Altın Portakal'ın bu seneki sanat yönetmenliğini üstlenmek, benim için zorlu bir süreçti. Bu yıl özellikle çeşitlilik ve özgünlük üzerine kurulu bir program hazırlanmasına özen gösterdik. Hedefimiz, farklı kültürlerden, farklı bakış açılarından gelen filmleri bir araya getirerek sinemanın gücünü vurgulamak.

- Festivalde yenilikler var mı

Evet. "Sinema Okulları Öğrenci Filmleri Yarışması"nı hayata geçiriyoruz. Türkiye'nin dört bir yanındaki sinema öğrencilerinden gelen filmler değerlendirilecek ve finale kalanlar, festival süresince ustalarıyla sinema üzerine sohbetler yapma fırsatı bulacaklar. Ayrıca bir film, birincilik ödülü kazanacak. Bu yarışmanın sinema öğrencileri için büyük bir motivasyon kaynağı olacağını düşünüyorum.

- Ulusal yarışma bölümü başvuruları için 15 gün gibi kısa bir süre tanıdınız sonuç ne oldu

Son on yılın en yüksek uzun metrajlı film başvuru sayısına ulaştık. Bu, sinemamızdaki üretkenliğin artışını görmek açısından bizleri oldukça sevindirdi. Teknoloji geliştikçe film yapımı süreçleri eskisine göre hızlansa da sinema hâlâ en maliyetli sanat dallarından biri. Başvurulardaki bu artış cesaret verici olsa da yeni girişimcilerle, yaratıcı yönetmenlerle tanışma fırsatını artırmak gerektiğine inanıyorum. Türkiye'de sinema üretim potansiyeli var ve sinemacılar, fırsat bulduklarında bu potansiyeli değerlendirmeye hevesli. Ancak sayıların daha da artması gerektiğini düşünüyorum.