Ekrem İmamoğlu ismi ülke çapında ilk defa İstanbul Büyükşehir Belediye Başkan adaylığı ile duyulmaya başlandı.
Birçoğumuzun tanımadığı bu kişi adaylıkla birlikte tüm Türkiye tarafından tanınmaya ve konuşulmaya başlandı.
Cumhuriyet Halk Partisi içerisinde onca isim varken İstanbul gibi kritik bir ile neden İmamoğlu sorusu o günlerde hiç sorulmadı.
Aslında bu soru o günlerde sorulması gereken en kritik soruydu.
Ancak sorulmadı ya da soranlar sesini duyuramadı.
Bu kritik soruyu soranlar, bu haklı sorguyu yapanlar zannediyorum bugünlerde o sorularının cevaplarını bir bir bulmaya başlamışlardır.
Kimdi bu Eko...
O günlerde katıldığım bir televizyon programında yeni seçim süreci ve İmamoğlu ile ilgili fikrim sorulduğunda soruya verdiğim cevap aynen şu olmuştu;
"Fetullah Gülen'den sonra gelmiş en tehlikeli proje."
Konuşmamın devamında programın moderatörüne Türkiye'yi bekleyen süreci özetlemiş ve şunları söylemiştim;
"Ekrem İmamoğlu'nun yedeği Tunç Soyer'dir. Şimdi sen haklı olarak Tunç Soyer kimdir diyeceksin. Tunç Soyer şu an İzmir ili Seferihisar İlçesi Belediye Başkanı. Soyer muhtemelen buradan İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı yapılacak ve böylelikle isminin tüm Türkiye'de duyulması sağlanacak. Ardından yedek oyuncu olarak sahada yerini alacak."
Bunların hepsi oldu.
Tunç Soyer İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı oldu ve bu makamla birlikte tüm Türkiye tarafından tanındı.
Son gelişen olaylarla birlikte İmamoğlu'nun yerine adı tekrar konuşulmaya başlandı.
Beddua...
Hasan Müdafa...
Kimdir bu
Ekrem İmamoğlu'nun babası.
Müdafa nereden çıktı diyebilirsiniz.
Şu an en çok konuşulan konulardan biri İmamoğlu'nun esas soyadının "Müdafa" olduğu sonrasında soyadı değişikliğine giderek İmamoğlu soyadını aldığı.
Acaba bu değişiklik bugünler de oynanması planlanan oyun için miydi sorgulamakta fayda var.
Biz dönelim konumuza.
Ekrem İmamoğlu'nun babası Hasan İmamoğlu bayram namazı çıkışında gazetecilere röportaj verdi.
Röportajında "oğlum suçsuzdur" diyemeyen Hasan İmamoğlu sağa sola beddua yağdırdı.
Şöyle diyordu Hasan İmamoğlu bedduasında;
"Bizi bu kadar perişanlığa sürükleyenler, çoluk çocuğunun ciğerinden et yiyerek iyileşmeye uğraşsın ve iyileşemesin."
Büyük Şok...
Bedduada sarf edilen sözler inanılmaz sözlerdi ve bir çoğumuzun ilk defa duyduğu sözlerdi.
Şeytanın aklına gelmeyecek bu sözleri duyan birçoğunun aklına direk Fetullah Gülen geldi.
Çünkü bu ve benzer sözler, birbirinin aynısı cümleler şu an toprak altında Türk ve İslam alemine yaptığı ihanetin hesabını veren Fetullah Gülen' in beddularında kullandığı sözlerdi.
Peki gizli kardinal, gizli papaz Gülen nereden akıl etmişti bu sözleri.
Hemen cevabı verelim.
Yahudilerden...
Evet bu tür sözlerle yapılan beddua yöntemi Fetullah Gülen' e aitti ama o da bu yöntemi Yahudi inançlarından öğrenmişti.
İşte size bir Yahudi sözü
"Ve onlara oğullarının etini kızlarının etini yedireceğim. Ve düşmanları ve canlarına kastedenler onları sıkıştıracağı kuşatma ve sıkıntıda her biri dostunun etini yiyecek."
Takdirini sonra yapın biz konumuza dönelim.
Baba Hasan İmamoğlu...
Tüm bunları anladık peki baba İmamoğlu bu işin neresinde diye akıllara bir soru gelebilir.
Baba Hasan İmamoğlu ile ilgili en önemli tespitler Nedim Şener'den geldi.
Şöyle diyordu Nedim Şener;
'Lise mezunu oğlunu, TBMM Başkanlarından Necmettin Karaduman'ın da torpiliyle usulsüz yatay geçiş yaptırarak İstanbul üniversitesi 'ne kaydettiren Hasan İmamoğlu, bunu haberleştiren gazeteciye "Savcı ve mahkemeler senin hakkından gelmez ise ben senin cezanı keseceğim.... O......, namussuz şerefsiz" diyen, oğlunu içinde bulunduğu siyasetçilik, müteahhitlik kirli çarkının içine sokan kara kalpli zalim bir karakter.