Geçen hafta sonu Batum'a gittim.

İstanbul'un yağmurlu havasından 26-27 derecelere güzel bir kaçış oldu.
Dönüş için Türk Hava Yolları'ndan bilet almıştım. Ne var ki İstanbul'daki hava muhalefetinden dolayı uçak gelemedi.
Benim uçuş da otomatikman iptal oldu.
Sonra bir baktım ki Pegasus Hava Yolları'nın akşam 18.00'de uçuşu gözüküyor ve orada da yer var, hemen kaptım. Zorlu hava şartlarında Batum-İstanbul yolculuğunu süper bir şekilde tamamladık.
Amma velakin ben uçuşta her şeyin parayla satıldığını bilmiyordum.
Her şey satılıyor, binlerce yükseklikte pos makinesiyle ödeme alınıyor. Meğerse hep böyleymiş bu sistem.
Herkes de biliyormuş, bir ben yabancı kalmışım.
Hatta uçuş esnasında bir su istedim, "Ödemeyi nasıl yapacaksınız" diye sordu hostes arkadaş. "Nakit olursa nakit" dedim, ufak bir şişe suya 60 lira ödedim.
Onu da getirmeyi unuttu! Neyse, uçuşun sonuna doğru hatırlattım da inmeden suyumu içebildim.
Neyse Pegasus uçuşu sayesinde toplantılarıma yetişebildim.
Bilmediğim bu sistemi de öğrenmiş oldum.

Gelelim moda haftası dedikodularına

Paris Fashion Week iddialı defilelerle bitti.Bu sırada dedikodu kazanları da fena kaynadı!
Ünlü bir sosyal medya fenomeni, etkinliğe dair bütün foyaları ortaya döküverdi.
Meğer dünyaca ünlü markalar yeni koleksiyonlarını tanıtmak şovlar hazırlarken, arka taraftan markaların işlerini yapan halkla ilişkiler şirketleri kendilerine ayrılan davetiyeleri el altından 3 bin ila 6 bin Euro arasında fiyatlarla satıyormuş!