Netlik

Ortadoğu'nun her köşesinde ülkeler ve liderler kutsal ramazan ayı süresince bölgesel ayrılıkları iyileştirmeyi ve tansiyonu düşürmeyi hedefleyen diplomasi sürecine dahil olmak istiyor. Kırk yıldan bu yana birbiri ile düşman iki ülke olan Suudi Arabistan ile İran'ın aynı iftar sofrasında buluşmasına, diğer taraftan da İsrail ile Filistin arasında kanlı çatışmalara şahit oluyoruz. Ramazan diplomasisi önemli bir angajman ve ilgili ülkelerin çoğu bunun istikrarla sonuçlanacağına inanıyor. Fakat ortak hedeflerin önünde bölgesel istikrarsızlık ve güvenlik stratejilerinin hala kalın bir duvar gibi engel oluşturduğu süreçte çözümü geliştirmek çok da kolay değil. Türkiye iç siyaset tartışmaları sarmalı içinde boğuşurken, terör örgütü PKK'nın helikopter sahibi olduğu bilgileri gözlerden kaçtı. Azerbaycan ile İran arasında son 30 yılın en sert siyasi tartışmaları yaşanırken, Şam ve Ankara'nın bir yol almakta zorlandığı gerçekleri de dikkatlerden çok uzak. Diğer taraftan Türkiye tarihinin en büyük maddi yaptırımı ile karşı karşıya ve benzer dosyalardan daha ağır yaptırımların gelme riski de çok yüksek. Dış politika, iç siyasi sahnede sürtüşmek için sunulamaz. Yanısıra duygusallık için de Ülkeler soyut alanlarda haklarını savunmazlar. Menfaatlerini savunurlar. Bu nedenle, ulusal meselelerimiz ve milli güvenlik meselemiz hakkında herhangi bir tartışma, her şeyden önce ister koalisyon ortağı ister muhalefet partisi olsun, ilgili tüm tarafların soğukkanlılığını gerektirir. İktidarın 20 yıllık dış politika eksenindeki yanlışları ve doğrularını yer yer eleştiriyoruz. Yer yer doğrudur diyoruz. Misal Libya politikasını, Azerbaycan savaşı ve ikili ilişkiler politikasını, Mavi Vatan-Doğu Akdeniz politikasını, Irak politikasını, Ukrayna-Rusya savaşındaki tutumunu doğru bulurken, Suriye, AB, Mısır ve İsrail politikalarını şahsen eksik ve çoğu zamanda yanlış buldum. Ancak muhalefetin dış politikada Türk halkına ne sunacağına dair hala bir bilgi sahibi değiliz. Zira muhalefet ekonomi, işsizlik, bürokrasideki işleyiş ve Suriyeli mülteciler başlıkları üzerinden genel hatları ile topluma mesajlar veriyor. Mesela Azerbaycan-Ermenistan meselesinde Türkiye'nin durduğu yeri eleştiren CHP'de, eski büyükelçi olan siyasetçisinin bakan olması durumunda nasıl bir yol alınacak Kendi elçilik binasının yanı başına açılan PKK ofisinden bihaber bir diplomatın, ülkenin genel güvenlik paradigmalarını sağlıklı okumasını nasıl bekleyeceğiz Ya da 6 ayda Şam'a gideriz deyip Suriye bataklığına saplananların, Suriye krizinin en başından buyana Şam yönetimi ile diplomatik ilişki kuralım düşüncesini savunan Kılıçdaroğlu'nun, ortak bir Suriye yol haritası geliştirmesi ne kadar mümkün olacak Avrupa Birliği mahallesine hangi koşullarda döneceğimize dair muhalefetten tek bir söz yok. ABD ile nasıl normalleşeceğiz Uygulanacak stratejiler nelerdir Mesela muhalefet liderlerinden önemle cevabını beklediğim bir soru var: ABD'yi PKK ile işbirliği yapmaktan nasıl vazgeçirecekler, ikna mekanizmaları ne olacak PKK'nın Ortadoğu'da bir bakış açısıyla oluşan değer, fikir, inanç ve tekniklerin değişimine gittiği bir dönemde ABD, AB ve Arap dünyası nasıl ikna edilecek Ülkemiz seçimlere girerken bugüne değin hiç görülmemiş ölçüde bir sessizlik ama bir o kadar da karmaşanın hakim olduğu bir atmosfer var. Asla bir araya gelmez sanılan taraflar ya iktidarda kalabilmek ya da iktidarı devirebilmek için yan yana geldiler. Baraj tartışmalarının geride kaldığı sistemlerden ittifak içinde meclise taşınan vekiller sistemine geçiş dönemi ilk bakışta her kesimin temsil edildiği bir yapıyı sembolize etse de özünde