14 Mayıs seçim anatomisi

Cumhurbaşkanlığı ve parlamento seçimlerine bir hafta kala oldukça sert tartışmaların yaşanacağı bir sürece giriyoruz. Cumhurbaşkanı Erdoğan ve iktidarda yer alan siyasiler, yabancı güçlerin muhalefet tarafından ülkedeki hükümeti devirmeye hazırlandıklarını söylüyor. İfadeler dikkat çekici, şöyle ki "Amerika'nın ve Batının 15 Temmuz 2016'da yapamadığını tamamlamak için bunun bir intikam girişimi olacağı"nı söylüyorlar. Muhalefet ise bu tartışmaya dahil olmamaya özen gösteriyor. Ancak hem iktidar yanlıları hem de muhalefet yanlıları, seçimlerin hemen ardından ülkenin durumu ile ilgili yorumlar yapıyorlar. Neredeyse gittiğim her yerde karşılaştığım ilk soru "Seçimden sonra herhangi bir kargaşa ortamı olur mu" Ardından türlü sorular takip ediyor; "İktidar kaybederse bırakıp gider mi", "Kılıçdaroğlu kaybederse CHP'nin başından ayrılır mı", "Yeni kabine nasıl şekillenir", "Reis kazanır ama AK Parti kaybeder mi", "Erdoğan Cumhurbaşkanı olur da, AK Parti Meclis'te yeterli çoğunluğa ulaşamazsa ne olur", "Ekonomi patlar mı", "Terör örgütleri Türkiye'de yeniden kabuk bağlar mı", "İHA, SİHA projeleri rafa kalkar mı", "Suriye'de veya Türkiye'de PKK özerk bir yapı kurar mı", "Sınırlarımızın durumu nasıl olacak", "Suriyeliler ülkelerine geri döner mi", "Öcalan'ı serbest bırakırlar mı" Öncelikle, AK Parti teşkilatları 21 yılın getirdiği yorgunlukla boğuşuyor. Anadolu'da seçim kampanyalarındaki gözlemim AK Parti teşkilatlarının daha önceki seçimlerdeki heyecanı taşımadığı yönünde. Teşkilatlarda "Reis sahaya iner ve AK Parti seçim kazanır" düşüncesi hakim oluşmuş. 7 Haziran seçimlerinden kalma bu bakış açısı teşkilatlarda sorumsuzluk pratiği oluşturmuş vaziyette. Kapı kapı dolaşan teşkilat mensupları yok artık. CHP teşkilatları heyecanlı, ancak teşkilat yöneticilerinin yaş ortalamasına ve genç seçmen ile iletişime bakıldığında gençlerin beklentilerinin gerisindeler. CHP'nin teşkilatlarda hızla gençleşme sürecine gitmesi gerekecek. CHP teşkilatlarında ise saha çalışmasından çok ülke ekonomisinin aşağı yönlü seyrinin toplum üzerindeki baskı ve etkisinden dolayı bir dönüşüm beklentisi hasıl olmuş vaziyette. İYİ parti, bilindiği gibi Türk siyasal yaşamında çok yeni bir siyasi parti. Meral Akşener kürsü performansı ile dikkat çekiyor. Enerjik, irticalen yaptığı konuşmalar, esprileri, bazen anne, bazen kadın, bazen sert bir siyasetçiMillet İttifakı'na oy verecek kesimler, Akşener'i HDP'yi balansta tutacak bir denge ve ülkedeki milliyetçilik noktasında garantör olarak görüyor. Akşener devlet insanı imajı veriyor. Ancak teşkilatı çok yeni. İYİ Parti'nin ilk çıkış noktası MHP'den ayrılan teşkilat mensuplarının ağırlıkta olduğu bir yapıydı. Son bir yılda yaptığı il kongreleri ile Akşener ve İYİ parti merkez sağ parti olmaya çabalıyor. Ama maalesef olamıyor. Memleket Partisi lideri Muharrem İnce'nin anketlerde seçimi ikinci tura bırakacak kadar oy alması bekleniyor. Ancak Anadolu'da İnce'ye bu kadar oy çıkması zor. İnce'nin teşkilatları sahada yok denecek kadar sönük. Kendisinin merkez medyada görünürlüğü yüksek. Fakat sokakta pek güven vermiyor. Ancak gençlerin, Z kuşağının İnce'ye gösterdiği teveccüh yadsınamaz bir gerçek. Ama anketlerdeki oranda oy alması beklenmiyor. Sinan Oğan, TV programlarında ve siyasi mülahazalarda diğerleri kadar baskın bir şekilde gündeme gelmiyor, tartışılmıyor ama bence seçimin asıl sürprizi Oğan olacak. Yani İnce'nin aksine Sinan Oğan birkaç puan daha yüksek oy alacaktır. Zira eğer seçim ikinci tura kalacak olursa bu Sinan Oğan'ın alacağı oylardan dolayı olacaktır. Suriyeliler ve Alman tarzı milliyetçilik söylemleri özellikle gençlerde taban buluyor. Oğan'ın kariyerinin ve sakin, ölçülü üslubunun bunda etkisi büyük. İktidar için, muhalefet için, tüm adaylar ve tüm yurttaş için en önemli gündem şu an ekonomi. Yüksek enflasyon, değersizleşen lira, üzerinde Şubat ayında yaşanan, asrın felaketi dediğimiz depremin ağır maddi yükü, satın alma gücünün düşmesi Ne asgari ücret zamları ne de başka bir şey, bu alandaki kayıpları maalesef telafi edemedi, kolay da edemeyecek gibi duruyor. Daha önceki dönemlerden biliyoruz ki Türkiye seçmeni mutfağının alev almasından