Allah'ı nasıl inkâr ediyorsunuz

"Cansızken size hayat veren Allah'ı nasıl inkâr ediyorsunuz O, bir gün hayatınıza son verecek, ardından sizi diriltecektir. Eninde sonunda hepiniz O'nun huzuruna çıkarılacaksınız."1

"De ki: İster taş olun, ister demir, isterse gözünüzde büyüyen herhangi bir mahlûk! (Bunlar, Allah'ın sizi yeniden diriltmesini güçleştirmez.) Diyecekler ki: "Bizi tekrar (hayata) kim döndürecek" De ki: Sizi ilk kez yaratan. Bunun üzerine onlar sana alaylı bir tarzda başlarını sallayacak ve "Ne zamanmış o" diyecekler. De ki: Yakın olsa gerek!"2

"İnkâr edenler kesin olarak diriltilmeyeceklerini öne sürdüler. De ki: 'Hayır, Rabbime andolsun, muhakkak diriltileceksiniz; sonra mutlaka yaptıklarınız size haber verilecektir. Bu da Allah'a göre oldukça kolaydır."3

Mezkûr ayetler çoğumuzun en zayıf damarına işaret ediyor. Maalesef en büyük nankörlüğü Rabbimize karşı yapıyoruz. Yokken var edildik. Bu hakikat üzerine etraflıca düşünmemiz gerekiyor. Bu tefekkür ölümden sonraki zamanı da kapsamalı. İnkâr etmek veya görmezlikten gelmek çok tecrübelerle görüldüğü üzere kişiye kâr getirmiyor. Acı bir azap ve derin bir pişmanlıkla yüzleşmek istemeyen elbette neden yaratıldığını, neden burada bulunduğunu ve nereye gittiğini düşünmesi elzemdir. Saadetli bir neticeye ancak Kur'ân talimatlarını dinlemekle kavuşulabilir.

"Hiçbir hakkı olmadığı halde insanoğlu Beni yalanlamaya kalktı, hiçbir hakkı olmadığı halde Bana hakaret etti. Beni yalanlamaya kalkması, kendisini yeniden diriltip aynen yaratama- yacağımı ileri sürmesidir. Bana hakaret etmesi ise Benim bir oğlum olduğunu iddia etmesidir. Bir eş veya bir oğul edinmek gibi insana âit sıfatlardan Kendimi tenzih ederim."4

Yalanlama ve hakaret çoğu insanın düştüğü tuzakların başında gelir. Kulluğun başında haddini bilmek gelir. Aksi takdirde beşer hakkı olmayan hususlarda hak talep eder. Yeniden dirilişi inkâr eden ateistler ve Hz. İsa'ya Allah'ın oğlu olduğu iftirası mevzumuz açısından son derece manidârdır.