Geçen sezon Trabzonspor'un üzerine yapışan bir deplasman fobisi vardı. Ligin son haftalarında bunu kırmış gibi görünse de dün akşamki Kasımpaşaspor sınavı bunu test etmek açısından önemliydi.
Öncelikle; son yıllarda izlediğim en sıkıcı ve "süper lig" adına yakışmayacak kadar kalitesiz bir maçtı.
İlk yarıya bakıyorum, bırakın pozisyon bulmayı, hücum girişimi dahi yoktu Trabzonspor'un. Onuachu üzerine kurgulanmış oyun planını işletecek ne kanat organizasyonu ne rakip savunma arkasına atılan uzun toplar vardı.
Kasımpaşaspor'un ön alan baskısı, bordo-mavili ekibin topu rakip yarı alana taşımasını zorlaştırırken, orta alanda Okay ve Folcarelli'nin devreye girmesini engelledi. Olaigbe asli görevini bırakıp enerjisini savunmaya destek için harcadı.
Hal böyle olunca Trabzonspor kanatları hiç kullanamadı. Pina ve Mustafa Erhallaç rakip alana geçemedi. Önlerindeki Augusto ve Visca sürekli içeri çekilmek zorunda kalınca, gol umudu Onuachu'nun topla buluşup yüzünü kaleyi dönme ihtimali ortadan kalktı.
İlk yarının özeti; Trabzonspor'un rakip kaleyi bulan isabetli şutu yoktu, ilk kornerini 28. dakikada kullandı. Bırakın Kasımpaşaspor ceza alanına girip tehlike yaratmayı, o çizgilerin içine yaklaşamadı bile. Üretkenliği sıfırdı. Ev sahibi takım ise Counaes ve Ali Yavuz ile şansını denedi. Can sıkıcı oyundaki aksiyonlar bu kadardı.
Kasımpaşaspor teknik direktörü Şota'nın kaybetmemek üzerine kurulu planını anlarım. Bu denli pasif bir rakip karşısında oyunu rölantide tutup golü bulma ihtimali de vardı.
Fatih Tekke'nin kadro tercihini eleştiremem. Hafta boyu bu oyuncularla çalışıyor. Ancak ikinci yarıda yaptığı değişiklikler takımın enerjisini değiştirdi. Zubkov ve Sıkan'ın girişiyle hücumda inisiyatif el değiştirdi. Sonuç alması da gecikmedi. Zubkov'un direkten dönen şutunda pozisyonu takip eden Augusto son dokunuşu yaptı ve hocasına selam gönderdi.