Etkileşim bağımlılarını boş verin

Türkiye'de çeşit çeşit etkileşim bağımlıları var. Bunlardan biri geçenlerde durduk yere dindarlara saldırdı. Arada sırada gündeme gelmek için kendisi ve geçmişi hakkında tuhaf iddiaları dile getiren biri. Başkalarına kolaylıkla iftira atan türden.

Zora girdiği zaman da hemen Atatürk'e sarılıyor!.. İslam'a, Müslümanlara sövüyor, eleştiri gelince de hemen Atatürkçü rolüne bürünüyor. Böyle tipler Atatürkçü bile değiller. Sadece ismini kullanıyorlar. Böylece gelen eleştirinin önünü kesmek istiyorlar. "Atatürkçü olduğum için bunlar başıma geliyor" diye de utanmadan duyar kasıyorlar...

Tek dertleri sosyal medyada daha fazla "like" almak. Etkileşim kasmak. Gündeme gelmek. Başka hiçbir dertleri yok. Böyleleri dine, İslam'a söverse hiç oralı olmayın. Elbette suç duyurusunda bulunun ama sessizce. Bir de utanmadan polisler geldiğinde "rakı içiyordum" diyerek güya kendilerine modern süsü veriyorlar...

Bir diğer ilgi meraklısı her şeyin tersini söyleyen ya da "AK Parti araba, uçak yapamaz" diyen tipler. Böylelerinin kimseye faydası yok. Onların da gayesi muhalif ayağına kitlelerden alkış almak. Sürekli gündemde kalmayı seviyorlar. İlgiyi kendilerine çekmek için yapmayacakları şey yok. Bu kadar pervasızlar. İlk millî muharip uçağımız KAAN için geçmişte atıp tutanlar şimdi yapılınca "ben öyle demedim" diyorlar.

Olumlu ya da olumsuz her bahsetme böyle tiplere yarıyor. "Bakın gördünüz mü, herkes bugün de benden bahsetti" diyorlar. En iyisi onları yok sayın. Olumlu da olumsuz da bahsetmeyin. Böylelerinin bir ideolojisi, fikri asla yoktur. Kendi çıkarları her şeyin üzerindedir.

Bir halt yiyip mahkemeye çıktıklarında da, "ben onu kastetmedim" derler. Öyle de ödlektir bunlar!..

Son gruptaki etkileşim delileri ise yapılan işleri küçümseyen tipler. Bunlar hayat boyu bir işe el atmamışlardır. Bu ülkenin tek bir sorununun çözümü için uğraşmamışlardır. İHASİHA yaparsın, "Ne olmuş ki!" derler. Akıl fukarası biri dün aynen şöyle dedi: