Zeytinyağında tüketiciyi aldatmak hainlik sayılmalı

İstanbul Ticaret Borsasının zeytinyağı ile ilgili tağşiş çıkışı geçtiğimiz haftaya damgasını vurdu.

Dünyanın en önemli zeytin ve zeytinyağı üreticisi olan Türkiye'nin tağşiş ve taklit gibi sahtekârlıklarla mücadelesinde başarıya ulaşmasıbu sektörde markaların ve sektörün önünü açacak bir gelişme olarak görülüyor.

Tağşiş meselesi ile ilgili tartışmaya ve bu konudaki mücadeleye sektörün bütün bileşenleri tam destek verdi.

Güvenilir Ürün Platformunun koordinesinde Borsa Meydanı'nda buluşan Ulusal Zeytin ve Zeytinyağı Konseyi Başkanı Dr. Mustafa Tan, Ege Zeytin ve Zeytinyağı İhracatçılar Birliği Başkanı Mehmet Emre Uygun, Tariş Genel Müdürü Güngör Şarman, Bitkisel Yağ Sanayicileri Derneği Başkanı Tahir Büyükhelvacıgil ve İstanbul Ticaret Borsası Meclis Üyesi Osman Berberoğlu taklit ve tağşişe karşı ortak bayrak açtılar.

İlk çıkışı ev sahibi İstanbul Ticaret Borsası Meclis Başkanı Ahmet Bülent Kasap yaptı ve şöyle dedi:

"Bu taklit ve tağşiş sektörün itibarını zedeliyor. Bunu yapanlar bu sektörde küresel aktör olmamızın önünü kapatıyor. O kadar ilginç sahtekârlıklar yapılıyor ki anlatmakta zorlanıyoruz. Herkesi bu konuda yapılacak millî mücadeleye katkı vermeye davet ediyoruz. Devletin de bu konuda desteğini daha fazla bekliyoruz. Bu kadar güçlü olduğumuz bir sektörde sahtekârlık yapmak hainlik sayılmalı."

Evet aslında yapılan Türkiye'de tüketiciyi aldatmanın ötesinde, dünyada da çok iddialı olabileceğimiz bir sektörde yolumuz kesiliyor. Yani bir nevi vatan hainliği Tam bu noktada zeytinyağının millî takımı bir araya gelip, bir mücadele başlattıysa tüketicilerin de bu millî takıma destek vermesi gerekiyor.

Sorunun önüne geçmeyi hedefliyoruz

Tarım ve Orman Bakanlığı Gıda ve Kontrol Genel Müdürü Dr. Ersin Dilber ise zeytinyağının en çok taklit edilen ürünlerden olduğunu belirterek şu mesajı veriyor:

"Zeytinyağının çok talep görmesi ekonomik değerini yükseltiyor. Bu yüzden en çok taklit ve tağşiş yapılan ürünler arasında yer alıyor. İzlenebilirlik uygulamasıyla ürünün üreticisine kadar ulaşmayı hedeflemekteyiz. Yaptığımız denetimler ve izlemeyle bu sorunun önüne geçmeyi hedefliyoruz."

SIAL İstanbul için ne yapılmalıyız

Türkiye İstanbul Ticaret Odasının koordinesi ile 300'e yakın firma ile katılacağı dünyanın en büyük gıda buluşması SIAL Paris'e hazırlanıyor.

19-23 Ekim tarihinde Fransa'nın başkenti Paris'te düzenlenecek etkinlikte gıda sektöründeki yeni trendlerin sergilenmesi bekleniyor.

Etkinliği en yakından takip eden isim İstanbul Ticaret Odası Başkan Yardımcısı Ahmet Özer ile sohbet ediyoruz Şu bilgileri veriyor:

"Kuşkusuz küresel üretim ve ticaretin stratejik ürünü olarak gıda, Türkiye ekonomisi için de kritik öneme sahip. Bu anlamda SIAL fuarlarına da farklı bir pencereden bakıyoruz. İlk olarak 1986 yılında katıldığımız SIAL Paris Fuarı'nda ise bu yıl; 9 ayrı ihtisas salonunda, yaklaşık 8 bin metrekare alanda, 300'e yakın firmamızla birlikte yer alıyoruz. İnanıyorum ki ülkemizin üretim, tedarik, pazarlama ve satış alanında artan bilgi ve tecrübesi ekim ayında bu fuarda da en güçlü şekilde temsil edilecek. SIAL'in küresel bir platform olarak sahip olduğu büyük güç, sektörlerimizin dünyaya açılmasında bir kaldıraç olmaya devam ediyor."

Evet gıda şirketlerimizin bu gibi kaldıraçlara çok ihtiyacı var. Dünyanın dört bir yanında bu tür etkinliklere katılmak çok önemli. Bu tür etkinlikleri Türkiye'de de yapmak gerekiyor. İşte tam bu noktada Ahmet Özer SIAL Network Genel Müdürü Nicolas Trentesaux'e dönüyor ve soruyor: