Geleceğin gıdası bakliyat,kurtarıcımız olabilir

Abdullah Özdemir, Mersin Ticaret Borsası Başkanı... Ama daha da önemlisi Ulusal Baklagil Konseyi Başkanı olarak görev yapıyor. Dünya Bakliyat Günü nedeniyle yapacağı etkinlik öncesi sohbet ediyoruz.

Konuştukça şaşkına dönüyoruz. Neden, nasıl soruları birbiri ardına gündeme geliyor... Aktaralım sohbeti, sanırım sizler de benzer soruları soracaksınız.

Abdullah Başkan önce bakliyatın sağlıktaki önemini hatırlatıyor:

"Sağlıklı bir hayat sürmek, sağlıklı nesiller yetiştirmek hepimizin ortak arzusu. Bakliyat, sahip olduğu özellikler nedeniyle en sağlıklı gıdalar arasında ve diyet listelerinde başta geliyor. Bakliyat Günü buna dikkat çekmek için ilan edildi."

Sonra beslenme konusunda dünyadaki büyük sıkıntıya dikkat çekiyor:

"Dünyada 1 milyara yakın insan yetersiz besleniyor. 1,8 milyar insan aşırı kilolu ve bunun 850 milyonu obez. 530 milyon diyabet hastası var. Her yıl gerçekleşen ölümlerin yüzde 40'ı kalp-damar hastalıkları ile kanserden kaynaklanıyor. Yaygınlaşan Amerikanvari ve fast food beslenme tarzı özellikle genç nesillerimiz için önemli bir risk oluşturuyor. Tüm bu sağlık sorunları ile mücadelede bakliyat en etkin besin kaynakları arasında gösteriliyor."

Söylediklerine; baklagillerle ilgili şu noktaları ekliyor:

"Protein açısından zengin. Önemli bir lif kaynağı. Temel vitamin ve mineralleri ihtiva eder. Kolesterol bulunmaz. Glüten içermez ve anti alerjiktir."

Bu faydaları sıraladıktan sonra iki önemli çarpıcı bilgiyi daha ilave ediyor:

"Üstelik hayvansal protein içeren diğer gıdalara kıyasla daha uzun süre bozulmadan korunabilir. Bakliyatın bir diğer özelliği ise zengin olsun, fakir olsun, her sofranın gıdası olması. Et ve et ürünleri ile benzer protein seviyesine sahip, ama fiyat olarak kıyaslandığında bakliyatın fiyatı çok daha uygun."

Anadolu topraklarından çıkan Göbeklitepe'de çeşitleri bulunan bakliyatın Türkiye'de baş tacı edilmesi gerekmez mi

Gerekir... Ama öyle değil... Yine Abdullah Özdemir'den aktaralım:

"Son 35 yılda dünya bakliyat üretimi yüzde 70 artarak 96 milyon tona ulaştı. Ülkemiz için ise tam tersi. 30-35 yıl önce 2,5 milyon ton bakliyat üreten ve bunun yarısını yurt dışına ihraç eden, dünya bakliyat ihracatında lider bir Türkiye vardı. İthalatın ismi dahi geçmezdi. Şimdi ise 2007 yılından bu yana üretim hacmimiz 1 ila 1,3 milyon ton arasında dalgalanıyor. 774 bin ton ihracatımız, 1 milyon ton ithalatımız var. Hem miktar hem değer olarak net ithalatçıyız."

Yani kendi kendimize yetemiyoruz...

Oysa Türkiye bakliyatın ana vatanı... Türkiye bir bakliyat ülkesi. Üretim kültürümüz var. Ticaret kültürümüz var. Tüketim kültürümüz var.

Ve tam bu noktada Mersin gibi dünyada bakliyat ticaretinin ve işleme tesislerinin başkenti sayılabilecek bir kentimiz bulunuyor. Yani üretebilsek işlemek ve satmak için her şeyimiz mevcut.

Hiç düşünmeden geleceğin gıdası bakliyata gereken önemi verelim. Bakliyata verilen önem bize iyi gelecek.

Başkan Özdemir ve Mersin Ticaret Borsası elini taşın altına koymuş durumda. Ar-Ge Merkezi kurulmuş ve artık ödüllü ürünler geliştiriliyor. Türkiye'nin önde gelen 20 aşçısı ile 120 çeşit yemek üretiminin önünü açıyor.

Başkaları da bu konuda elini taşın altına koymalı...

Mehmet Reis yaptı!

Var mı başka yapan

Size bir de bakliyatla ilgili güncel bir bilgi aktaralım. Sektörün liderlerinden Mehmet Reis, yıllardır ramazan öncesi bakliyat fiyatlarını sabitliyor. Bu uygulama iyi örnekler olarak ticari hayatın kayıtlarına geçti.

Her gün fiyatların yükseldiği bu yıl da yapabilir mi diye düşünmüştüm. Yaptı ve şu bilgiyi verdi:

"Reis Gıda enflasyonla mücadelenin sadece hükûmetlerin görevi olmadığını düşünüyor. Mübarek ramazan ayı, kuru gıdaların tüketiminin arttığı bir dönemdir. Yanı sıra kış aylarında mevsimsel olarak da tüketici talebi yükselir. Bütün bunları dikkate aldık ve 80 gün boyunca fiyatları dondurduk."

Evet Mehmet Reis'ten bu çıkış geldi... Var mı başka açıklama yapan