Deprem bölgesindeki çocukların gözünde ışık var

Türkiye, büyük depremin ardından tarihin en büyük ve anlamlı dayanışmalarından birini gösterdi. Bu büyük felaketin yaralarını sarma konusunda bu dayanışmanın çok büyük katkısı oldu ve olmaya da devam ediyor.

Umut Kentler de bu dayanışma örneklerinden biri olarak kayıtlara geçti. Koç Holding'in topluluk şirketleri ile birlikte AFAD koordinasyonunda Adıyaman, Hatay, İskenderun, Kahramanmaraş ve Malatya'da kurduğu ve 20 bin kişinin yaşayacağı kentler, depremden hemen sonra barınma ihtiyacını karşıladı. Ancak sonraki dönemde sosyal boyutları hiç unutulmadığı için de gerçek bir umut olmayı sürdürdü. Çünkü bu kentler farklı uzmanların görüşleri alınarak kurulmuştu.

Koç Holding CEO'su Levent Çakıroğlu kentlerin hayata yeniden başlayabilme gücü verecek özellikleri olacağını söylemişti. Öyle de oldu.

Umut Kentler; eğitim, spor ve istihdam odaklı çalışmalara ev sahipliği yaparak hayata yeniden bağlanmayı sağladı. Sağlamaya devam ediyor. Koç Topluluğu olarak bölgenin yeniden ayağa kalkması için dayanışma ruhuyla hareket edilmesi gerektiğini sık sık gündeme getiren Dayanıklı Tüketim Grubu Başkanı Dr. Fatih Kemal Ebiçlioğlu İstanbul Sanayi Odası'nda aynı komitede görev yaptığı Senur Biçer'in sanatla bağlantısını çok iyi bilir. Bu yüzden Umut Kentler'de sanatla yaşama bağlanma konusunda Senur Biçer'in çok şey yapacağını düşünür.

Dayanışma ruhu kapsamında Arnica'nın Yönetim Kurulu Başkanı Senur Biçer'e Umut Kentler'e gitmesini teklif eder.

Teklifi hiç düşünmeden kabul eder Senur Biçer, hemen hazırlanır. Kafasında mandala boyama yapmak vardır. Başlı başına el becerilerini geliştiren bir uğraş olan mandala boyama bir meditasyon biçimi ve sorunlardan uzaklaşma metodu olarak kabul edilir.

Bu amaç için Malatya Umut Kent için yola çıkar. Sonrasını Senur Biçer'den aktaralım:

"Büyük yaralar, ancak bir araya gelerek, el ele, gönül gönüle vererek sarılıyor... 6 Şubat depreminden etkilenen illere her gittiğimde bunu hissediyorum. Malatya'da Koç Holding ve topluluk şirketleri tarafından kurulan Umut Kent'te kadınlara yönelik bir mandala etkinliği düzenleyecek olmanın heyecanıyla güne başladım. Günün erken saatlerinde bir araya geldik depremin acısını yaşayan kadınlarla. Önce beş kişilerdi. Sonra kulaktan kulağa yayıldı mandala yaparken yayılan iyilik hâli. Her birinin hissi, düşüncesi, kaygıları ve hayalleri yaptıkları mandalaya öylesine yansıyordu ki ufak tefek sorular da araya girince çok güzel sohbet konuları ortaya çıktı.

Ardından erkekler de mandalaya el attı. Şaşırdım mı Hem evet hem hayır. Kulaktan kulağa yayılan rahatlık etkisi onları da bu deneyime açık hâle getirdi sanırım. Bir de şifa ve iyilik hâli ihtiyacı...

Ancak beni en çok heyecanlandıran mandala yaptığımız konteyneri bir anda dolduran 10-11 yaşlarındaki kız çocukları oldu. Yaptığım mandala hazırlığı yetişkinler içindi. Önce bir 'Ama bu mandala yetişkinler için' dedim. Baktım ki bu onları durdurmuyor, o zaman hemen onların yaşlarına göre boyayabilecekleri bir etkinlik tasarladım. Bir yandan da sohbet ettik. Günü tamamladığımda heyecanım zirve yapmıştı. Akşam olup ayrılık zamanı gelince 'Bir daha ne zaman geleceksin' sorusuyla yolcu ettiler beni. Bu vesileyle Malatya Umut Kent'te bana bu atölyeyi düzenleme fırsatı veren Serdal Korkut Avcı'ya teşekkür ederim..."

Şimdi Malatya'da da kendi içine dönmek istediğinde mandala boyayan kadınlar, erkekler ve çocuklar var. Ve bu çalışma sırasında Senur Biçer'in çok önemli tespitleri var... İşte o tespitler:

"Bu çocukları çok farklı gördüm. Zorluklar onları çok farklı yapmış. Müthiş zekiler... Bu bölgeden çok sayıda Aziz Sancar'ın çıkacağını düşünüyorum. Zorluklar insanı çok farklı bir noktaya taşıyor. Bu bölgedeki kadınların yanı sıra erkeklere yönelik de bir şeyler yapılmalı. Onlar nasıl olsa başının çaresine bakarlar diye düşünmemek gerekiyor."

Senur Biçer'de daha birçok izlenim var. Hepsi de Umut Kentler'in adına uygun... Her zaman umut var. Umudu yeşertmek için çalışanlara binlerce şükran.

Motor işini çözersek bizi kimse tutamaz

Aslında Senur Biçer ile ekonomiyi konuşmak için buluştuk. Sohbet deprem bölgesine kaydı. Bu yüzden Senur Biçer'in kızı Yasemin'in yapay zekâ çalışmalarını, yeni yatırımlarını bir başka yazıda anlatmak isterim.