Aylardır ısrarla yazdığım ve birer birer karşımıza çıkan transferlere ilişkin Cumhurbaşkanı Erdoğan bir kez daha konuştu. "Henüz bitmedi" dediğim geçişler için "Bundan sonraki süreçte de katılımların devam edeceğine inanıyorum" dedi.
Hatta "Bu katılımlar bir kez daha göstermiştir ki; AK Parti ve Cumhur İttifakı yoluna güçlenerek devam edecektir" yorumunu da kattı.
İnanmak başka, inandığını söylemek başka. Soruşturmalar, tutuklamalar, istifalar...
Geçmişte "Ege Bölgesi'ne dikkat" diyenlerden duyup yazdığım ve erçioğlu örneğini yaşadığımız gibi...
Aynı kaynaklar şimdilerde "Akdeniz Bölgesi hareketli, bakmak lazım" derler.
Hatta bir kulis daha vereyim; yeni transferlerden sonra odak CHP'den biraz uzaklaşacak. AK Parti bu kez partisiz figürleri kadrosuna katacak. Tıpkı kongre sürecinde olduğu gibi kimi ekran yüzleri ve eski sporcu-yönetici isimler partiye katılacak.
"Bunlar genelde seçim döneminde olurdu, hayrola" diye şüphe duyabilirsiniz elbette. Evet, ufukta seçim görünmemekle birlikte "baskın" senaryosu hep havada.
O baskın senaryo da ancak ve ancak, bir parti bölünme tartışmalarının içindeyken yapılabilir.
KÖŞENİN GÖZÜKurultay ve kayyum tartışmalarının merkezindeki isim Kemal Kılıçdaroğlu. İstanbul'a kayyum atanırken çalışma ofisine gidip gelmesine karşın tek açıklama yapmadı. Konuşmadığı her dakika "sakin güç" değil "suskun güç" olarak suçlandı.
"Konuşmuyorsa yararınıza, konuşsa suç konuşmasa suç" diyenler çıktı ortaya.
Bu izah CHP'lileri ne memnun etti ne de ikna...
Biraz eskiyi hatırlayalım ama çok da değil...