Komisyon kurulmuş ve uzun bir isimle taçlandırılmışken bu olanlar da neyin nesi, değil mi ama
özüm sürecinden bahsediyorum elbette. Komisyona üye tartışmalarıyla geçirilen süre de bitince artık bu grup ne yapacak, ne edecekti, gözler buna çevrilmişti.
Şimdiye kadar pek bir şey yapılmadı. Belki de yapılamadı.
Meclis Başkanı Numan Kurtulmuş'un temasları, diyalogları öncelemesi ile düşük tansiyonla başlayan komisyon tam ilk ciddi tartışmasını yapıyordu ki işler değişti.
İlk ciddi tartışma, komisyonun İmralı'ya gidişi meselesiydi.
Yeniden Refah İmralı'ya gidilmesine karşı çıktı. AK Parti sessiz kaldı. MHP ise yine formül öneren taraf oldu.
MHP Genel Başkan Yardımcısı Feti Yıldız "Meclis Başkanımız Sayın Numan Kurtulmuş, terör örgütü kurucusu Abdullah Öcalan'ın beyanlarını almak üzere zamanlaması ve yöntemi iyi düşünülerek Milli Dayanışma, Kardeşlik ve Demokrasi Komisyonu içerisinden 3 -4 kişiyi seçmesi bir zaaf oluşturmayacaktır" dedi.
DEM Parti'nin tavrını zaten belirtmeye gerek yok.
Peki ne oldu, süreç tıkandı...
Gerçi DEM'in üstü kapalı açıklamalarına bakılırsa, sürecin tıkanmasında "harekat" ihtimalinin dillendiriliyor oluşunu suçluyorlar.
O ihtimali de MHP lideri Bahçeli söylemişti:
"PKK'nın kurucusu Öcalan, 27 Şubat'ta bir açıklamada bulundu. Topluma kendini çok net ifade etmiştir. Kendi kitlesine de net ifade etmiştir. Konuşmasının da arkasında durmuştur. PKK feshedilmiş ve silahlar bırakılmıştır. Dolayısıyla PKK ve buna bağlı bileşenler nerede var ise Öcalan'a tabi olmak, ona saygı duymak ve onun talimatları doğrultusunda hareket etmek mecburiyetindedir. Ayrı baş çekmek, Öcalan'ın dışındaki bazı çevrelerin kontrolüne girmiş olarak kabul edilir. Bu durumda biz de Öcalan'ın aldığı kararların uygulanması noktasındaki kararlılığımızı sürdürürüz."
Mesaj netti, YPG eğer Suriye ordusuna entegre olmazsa "harekat" dahil seçenekler masaya yatırılabilirdi.
Aynı sözü çok önce Hakan Fidan da söylemişti. "Entegre olurlarsa bu onların iç meselesi olur, olmazsa harekat dahil çözümleri devreye sokarız" göndermelerini yapmıştı.
Şam yönetimi ile SDG'nin 10 Mart 2025'te imzaladığı 8 maddelik bir anlaşma var. Bu metin, SDG birliklerinin ulusal orduya 2025 sonuna kadar entegre olmasını içeriyordu. Ancak bu sürecin nasıl somutlaşacağı detaylandırılmamıştı.
Görünen tablo bu. ıkarılacak tek sonuç var.