Türkiye'de seçimin dinamikleri ile sonucun belirleyenleri her zaman aynı olmuyor. Genelde de zaten farklı olduğu konusunda da bir eğilim var.
Mesela 2023 Mayıs seçimleri...
Ekonomik gündemle gidilirken deprem gerçeğinin eklenmesi...
Sonra ikinci tur öncesinde göçmen/mülteci gündemli tartışmalara geçilmesi...
Altılı masada gizli öznenin dönemin HDP bugünün DEM Parti olduğu iddiası...
Başlarken başka, seçim biterken bambaşka seçmen dinamikleri konuşuluyordu.
Yine öyle mi olacak
Dün iktidara yakın olduğu yorumlanan GENAR'ın ekonomi anketinde de güven diplerde. Ekonominin düzelmeyeceğini düşünenlerin ağır oranı, bu konunun normalde es geçilmeye teşne sayfa ve ekranlarında da konuşuldu.
Bu yeni bir durum ve yorumlanmalı.
Seçimsiz bir dönemde, 2026'nın da ekonomik olarak zor geçeceğine inanıldığının paylaşılması dikkat çekici. Zaten bunu hep konuşanlar tarafından değil üstelik...
Ne anlamalıyız
İktidar bu ekonomik güvensizliği değiştirmeye dönük tahminlerin ötesinde bazı adımlar mı atacak Sürpriz ekonomik paketler mi belirecek Seçimsiz dönemde seçim ekonomisi mi gündeme gelecek
Yoksa kimi stratejilerle, gelecek yılın zorluğunun tam asgari ücret mesaisi öncesi kabullendirme yönüne mi eğildiler
Şu sıra Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın ekonomiye dair her söylemine dikkat etmekte fayda var.
Yeni yıldan sonra daha çok analiz yaptıracak göndermeler olmasını bekleyebiliriz.
KÖŞENİN GÖZÜ
Geçtiğimiz yıl tam da bugün. Üzerinden 365 gün geçen bir kayyum görüşmesini hatırlatmak istiyorum.
TBMM'de 10 siyasi partinin uzlaşarak Meclis Başkanlığı'na sunduğu kayyumlara ilişkin yasa teklifi için CHP ve MHP heyetleri bir araya gelmişti.
Bu görüşmeye giden patika ise şöyle örülmüştü:
MHP Genel Başkan Yardımcısı Feti Yıldız'ın kayyum atamalarının önüne geçmek için Seçim Kanunu ve Siyasi Partiler Kanunu'nun ele alınması gerektiğini açıklaması üzerine, CHP Genel Başkanı Özgür Özel, Yıldız'ın açıklamalarını olumlu değerlendirdiğini söylemişti.

3