Bir yıllık fragman

Zaman çabuk akıyor akmasına da ülke hâlâ öğleden sonrasını bile tahmin edilemez halde yaşıyor.

CHP'nin yerel seçim zaferinden sonra bir buçuk yıl içinde yargı-siyaset denklemi dışında bir şey tartışamaz duruma gelindi.

Ekonomi rahatladı da, sorunlar boşa mı çıktı

Liyakat-denetim sorunları halledildi mi

Ülke nelerden yaka silkti, nelere isyan ettiyse hepsi uzayın boşluklarında mı kayboldu

Yargı ve etki ettiği siyasi arena sıkıştırılmış bir gündemi, nefes nefese bir tempoyla izletiyor. Siyasi erk "Bunlar daha fragman" demeyi ihmal etmezken...

ok değil, geçtiğimiz yıl bugün...

16 Eylül 2024 tarihinde Susurluk Belediyesi'ni ziyarete gitmişti CHP lideri Özgür Özel.

O günlerde siyasetin tartışması "sokağa çıkma becerisi" idi. Normalleşme süreci akamete uğrayınca söylemler yeniden sertleşmiş ve iktidarın çarşı-pazar dolaşamama hali gerçek gündemi belirliyordu.

Özel geçtiğimiz yıl tam da bugün şunları söylemişti:

"Hafta sonu Tayyip Bey ortada yok. AK Partililer ortada yok. Niye yok Sokağa çıkabiliyorlar mı Buraya gelebiliyorlar mı Sizi toplayıp hatır sorabiliyorlar mı Enflasyonu düşürebiliyorlar mı İşsizliğe 'dur' diyebiliyorlar mı Buraya gelemiyorsan, sandığa gideceksin Tayyip Bey, sandığa gideceksin. Yoksulluğu bitiremeyenin, işsizliği engellemeyenin, doları düşüremeyenin, fiyatları indiremeyenin gideceği yer seçim sandığıdır. Kaçamazsınız, geçim yoksa seçim var"

Son seçimin lideri olma realitesi de Özel'in konuşmasında satır başıydı:

"Bu emekli maaşından da sizi kurtaracak olan, bu asgari ücretten de sizi kurtaracak olan, bu yokluktan, bu yoksulluktan sizi kurtaracak olan Cumhuriyet Halk Partisi'dir. Yapılacak ilk seçimlerin iktidar partisidir. Cumhuriyet Halk Partisi geliyor, Cumhuriyet Halk Partisi, Türkiye'nin birinci partisi."

Diyeceksiniz ki, bu hatırlatma neden

Meramımı izah edeyim. Türkiye o günlerde ekonomik gündemi merceğine almışken iktidar tek bir şeyi tartıştırıyordu: Yeni anayasa.

İlk 4 madde tartıştırılmış, sonra kapatılmış, en son farklı maddeler üzerinden "değişiklik" tartışması ve millet tanımı gibi polemiklere geçilmişti.

CHP birinciliğin, hakkaniyetin ve hassasiyetlerinin güveniyle cepheden karşı çıkmış ve tartıştırılmasını dahi kabul etmeyeceğini beyan etmişti. Cumhur İttifakı'nın o günlerde konuşulan yüzü HÜDA-PAR ve liderinin anayasa karşıtı sözleriydi...

CHP lideri de yukarıdaki sözlerinin finalini tam olarak şöyle yapmıştı:

"Diyor ki 'Biz Anayasa'nın dördüncü maddesine karşıyız.' Neymiş dördüncü maddesi, Türkiye Cumhuriyeti devleti nitelikleri. Bayrağı, İstiklal Marşı ve başkenti. Atatürk yapmış Ankara'yı başkent, Ankara'nın başkent olmasına karşılar. Bayrağımız renklerini şehit kanları ile sulanmış bayraktan alıyor, bayrağa karşılar. İstiklal Marşı yazılmış. Hep bir ağızdan okuyoruz. İstiklal Marşına karşılar. Türkiye Cumhuriyeti diyoruz, Cumhuriyete karşılar."

Sonra mı