ANALİZ
Yeni mezun teğmenler kılıç çektiYukarıdaki başlık "Genç subaylar rahatsız" türü bir başlık değil, bunun altını öncelikle çizeyim.
Ancak Ergenekon ve Balyoz kumpasları ile hayli güçsüzleştirilen Türk Silahlı Kuvvetleri'nin geleceği için bir umut ışığı doğduğunu da söylemeden edemeyeceğim.
Genç teğmenlerin "Mustafa Kemal'in askerleriyiz" diye haykırmaları iktidara karşı bir isyan bayrağı değildir, buna karşı Atatürk'e yönelik hakaretlerin artmasına, laikliğin şiddetle örselenmesine, Türk Silahlı Kuvvetlerinin küçük düşürülmesine bir tepkidir.
Ordu içindeki cemaat ve tarikat yapılanmaları, kimi komutanların sırf rütbelerini korumak için adeta birer emir erine dönüşmesi, askeri okullarda Atatürk'e hakaret edenlerin ortaya çıkması toplumda da endişe ile izleniyor.
Harp Okulu mezuniyet töreninden sonra neredeyse bütün mezun teğmenlerin hep birlikte kılıçlarını çekmesi ve mezuniyet yeminini tekrarlaması ordu içindeki gerici yapılanmanın sanıldığı kadar güçlü olmadığının da göstergesidir.
Zaten yandaş medyada sosyal medyadaki gerici kesimlerin bir anda ayağa kalkması da bundan kaynaklanıyor.
Orduyu artık tamamen dize getirdiklerine inananlar genç teğmenlerin bu beklenmedik çıkışı karşısında şaşkınlık yaşadığını gözlemliyoruz.
İşte bu nedenle kimi zekâsı kıt sosyal medya hesaplarından teğmenlere ağır hakaretler yapılmaya başlandı.
Kimi "Yılanın başı küçükken ezilmeli" diye fetvalar vermeye kalkarken kimileri de "Derhal soruşturma açılmalı" demeye başladı.
CHP'nin sırtından milletvekili seçilen biri ise Ergenekon - Balyoz davalarının yaşandığı günlerle eş değer tutup "Biz o günleri çok sevmiştik" diyerek bu teğmenlerin tümümün birden tutuklanmasını istiyor.
Ve bildik "darbe" lafları yine ortaya atıldı.
Gerçi onlar biliyorlar böyle bir güzel hareketin bir darbe kalkışması ya da hazırlığı olmadığını ama ellerinde başka malzeme yok.
Ordu-demokrasi-laiklik deyince darbeden başka bir şey akıllarına getirmeyenler zaten başka türlü davranamaz.
Teğmenlerin yaktığı "cesaret ateşi" asla bir darbe hayali olarak adlandırılamaz ama ordunun daha üst rütbeli komutanlarının oturup düşünmeleri gerekir.
Jandarma genel komutanının yaptığı vıcık vıcık konuşma henüz hafızalardan silinmedi.
Kara kuvvetleri eski komutanının emeklilik töreninde AKP genel başkanına sarılıp ağlaması ve "her şeyi size borçluyuz" demesi de sanıyorum genç subayları derinden yaraladı.
İki eski genelkurmay başkanının üniformalarını çıkar çıkarmaz hemen AKP'nin hizmetine girmesini de orduda pek çok subayastsubay içine sindiremiyor.
İşte teğmenlerin kılıç çekmesi sanıyorum bu gidişe duyulan derin öfkenin bir sembolüdür.
Genç teğmenler "İmamın ordusu" olmayacaklarını, bunu bekleyenlerin büyük hayal kırıklığına uğrayacağını dosta düşmana bildirmiş oldu.
Hepsi budur.
BUNU YAZMAK GEREK
Kızların egemenliği AKP'lileri biraz korkuttu galibaBu yıl Harp Okulları tarihinde bir ilk gerçekleşti.
Kara-Hava ve Deniz Harp Okulu'nun birincileri kız öğrencilerden çıktı.
Genç teğmenler diplomalarını AKP genel başkanının elinden aldılar.
Ebru Eroğlu Kara Harp Okulu'nu, İkra Kuyumcu Hava Harp Okulu'nu, Şeyda Yıldırım ise Deniz Harp Okulu'nu birincilikle bitiren teğmenler oldular.
Kara Harp Okulunda diploma töreninden sonra öğrencilerin kılıç çekip "Mustafa Kemal'in askerleriyiz" sloganı atmalarından sonra yandaş medyada ve AKP içinde yükselen feryatlara duyunca "Bunları yine darbe korkusu sardı" diye düşündüm.
Üstelik bu kez üç okulun birincisi de kız öğrencilerden çıktı.
Potansiyel olarak kız öğrencilerin dinci-cemaatçi olmaları pek mümkün değil, her ne kadar ordu içinde artık türbanlı subaylar da olsa Harp Okullarında henüz bu yok.
Dinci kesim kızların giderek daha egemen olmalarından şiddetli rahatsızlık duyabilir.
En azından kızların daha Atatürkçü daha demokrat ve daha kararlı olmaları bu endişeyi güçlendirir.
OKURDAN MESAJ
Tatil beldeleri ektiğini biçiyorHer ne kadar "okurdan mesaj" dediysem de mesajın yazarı bu köşenin müdavimlerinden, birçok kişinin tanıdığı harika stand-up gösterileri yapan Yusuf Öztürk.
Yaz ayını Bodrum'da geçiren Yusuf Öztürk "Bodrum Temmuz 18'den bu yana bomboş" diyor.
Sonrasını birlikte okuyalım:
Bir mekânda 2 dilim karpuza 2000 lira yazmışlar. (Karpuz tarlası satın aldık sanki)
70'lik rakıya adisyonda 14000 lira yazmışlar. (Sanki adam Tekel'i özelleştiriyor)
Türkler Yunan adalarına tatil yapmaya gidiyorlar daha ucuz diye.
Türk işletmeciler Yunan adalarında işletme açmayı planlıyorlar azimli bir şekilde Türkleri gittikleri yerde düdüklemek niyetindeler.
Kıbrıs'ta bir 70'lik rakı 499 lira, Türkiye'de ise bunun üç katı.
Kıbrıslı turizmciler Türkleri Kıbrıs'a çağırıyor slogan şu "4 kişi 2000 liraya karnını doyurabiliyor."
Tarım bitti.
Hayvancılık bitti.
Eskiden sanayileşmekte olan bir ülke tanımı yapılıyordu bizim için ama sanayi bitti.
Gözünüz aydın bir tek turizm vardı onu da bitiriyorlar.
Moğollar bu ülkeyi talan etselerdi bu kadar zarar veremezlerdi.
Bİ SORALIM BAKALIM
Ne yaptınız siz böyleBu yazımdaki tabloda çeşitli kalemler altında yardım alan vatandaşların sayısı görülüyor.
Toplamı 17 milyonu geçiyor yardım alanların sayısı.
İktidar bu tabloyu bir gurur abidesi