Tamam, dünya başını kuma gömüyor, peki kim ne yapsın

ANALİZ Tamam, dünya başını kuma gömüyor, peki kim ne yapsın Başta AKP genel başkanı olmak üzere saray iktidarı ile çevresinde müthiş bir "kardeşlik-kahramanlık" edebiyatı yapılıyor. Ukrayna, askeri olarak pek de dengi olmayan Rusya'nın saldırısı altında. Rus askerleri başkent Kiev'in kapısına dayandı, kent artık tamamen kuşatılmış durumda. Kentte çok ciddi çatışmalar yaşanıyor. Sayısını tam bilmiyoruz ama yüzlerce belki binlerce ölü var. Ölenler arasında yaşlılar, kadınlar, çocuklar hatta bebekler var. Halk korku içinde... Savaş dünyayı da krize iterken sivil toplumlarda "Ukrayna'ya neden yardım edilmiyor" sorusu hakim. AKP genel başkanı da "Dünya kafasını kuma gömdü" kervanında yürüyor. Hatta başı çekiyor bile denebilir. Çünkü gazeteciler, akademisyenler, sivil toplum kuruluşları bu açıdan çok yakınıyor ama siyasi isim olarak henüz Erdoğan'dan başka bu konuya değinen olmadı. Gerçi Erdoğan'ın bunu söylemesi de çok doğru değil. Çünkü bu söylem kendisini şahinler sınıfına sokar ki bunun da ülkemize şu anda bir yararı yok. Üstelik bu şahinlik de "kifayetsiz" bir safhada kalacaktır. "Kimse bir şey yapmıyor, herkes kaçtı, korkuyor, kafaları kuma gömdüler, kınamak dışında hiçbir şey yapmıyorlar" dediğinizde ve bunu bir ülke adına dile getirdiğinizde dönüp size "Sen ne yaptın ve yapacaksın" diye sorarlar. Buna AKP genel başkanının verebileceği bir cevap var mı bilemiyorum. Ancak olaya bir de dünya ülkeleri açısından bakalım. Evet, şu anda kimse Ukrayna'ya yardıma koşmuyor. Tabi yardımdan kasıt bizzat askeri müdahaledir. Yoksa pek çok yardım gidiyor Ukrayna'ya Ama iş askeri müdahaleye gelince, orası sıkıntılı. İşte buna karar vermek çok zor hatta mümkün değil. Şu anda hiçbir ülke, uluslararası bir destek almadan Ukrayna'daki savaşa müdahil olamaz. Olursa da bu çok ülkeli bir savaş demektir ki, ucunun nereye varacağını kimse bilemez. Açık söyleyeyim; "Ukrayna'ya yardım edelim, biraz kıpırdayalım" demek kolaydır ama uygulaması çok zordur. Düşünsenize Almanya veya Fransa veya Türkiye, ya da bir başkası, hatta akıllara ilk gelen Amerika, bu savaşa müdahil olduğunda doğal olarak uğrayacağı kayıpları kendi halkına nasıl anlatacaktır ki. Artık dünya eskisi gibi kralların, padişahların, çarların savaş kararı aldığı bir dünya değil. O tek yöneticilerin hesap verecekleri bir halk yoktu. Oysa şimdi halkın iradesiyle seçtiği parlamentolar bile savaş kararını kolay kolay alamazlar. "Dünya başını kuma soktu" diye eleştirir ve kamuoyunda bunun alkışını alırken durup şunu düşünmek zorundayız: "Peki ne yapılmalı ve kim yapmalı, nasıl yapmalı" Ve en önemlisi dünyayı eleştirirken "Biz ne yapmalıyız" diye sorabilmek ve bunun cevabını bulabilmektir. ÇOK GÜLDÜM Kediye çan takmak Rusya'nın saldırısı karşısında tüm dünyayı "kafasını kuma gömmekle suçlamak" çok kolay. Bu konu aklıma bildik bir fıkrayı getirdi. Kedilerin en büyük düşmanı fareler. Bir evin bodrumunda, çatı arasında çok sayıda fare yaşıyormuş. Ancak evin azman mı azman amansız mı amansız bir kedisi varmış. Fareler bu kediden illallah etmişler çünkü her gün birkaç arkadaşlarını kaybediyorlarmış. Sonunda toplantı yapmaya karar vermişler. Gündem "Bu kediden nasıl kurtulacağız" Her fare fikrini söylüyor ama hiçbiri beğenilmiyormuş. Sonunda bir fare "Boynuna çan takalım kedinin" demiş, sonra açıklamış "Böylelikle yaklaştığında çanın sesini duyarız ve kaçarız." Bütün kediler alkışlamaya başlamışlar bu parlak zekâlı arkadaşlarını. O sırada toplantıyı en akadan izleyen en yaşlı fare seslenmiş, "Çocuklar bir şey sormak istiyorum" diye. Hepsi meraklanmış tabii. Yaşlı fare aralarındaki en bilge fareymiş çünkü. Yaşlı fare öksürüp boğazını temizledikten sonra "Fikir çok güzel" demiş ve can alıcı soruyu sormuş; "Çanı kim takacak" YENİ ÖĞRENDİM Amerika ve NATO aslında savaşın tam göbeğinde Ukrayna'ya hiç yardım yapılmadığını sadece kınama ile yetinildiğini söylüyor AKP genel başkanı ama bu tam da doğru değil. Çünkü bu savaşta Amerika ve NATO askeri güçleri fiilen yer almıyor ama Ukrayna'ya gönderilen silah ve mühimmatın haddi hesabı yok. Üstelik bu destek her gün artarak sürüyor. NATO tarafından önceki gün açıklanan ülkelere göre yardım listesini size de sunayım: AMERİKA: 350 milyon dolar tutarında askeri malzeme. Rus uçaklarının ve kara birliklerinin yerini gösteren istihbarat. Füzeler. İNGİLTERE: 2000 tanksavar füzesi AVUSTURYA: Uçaksavar füzeleri FRANSA: 200 uçaksavar füzesi, 300 milyon Euro para yardımı İSPANYA: Hava savunma füzeleri 11M topçu cephanesi KANADA: Cephane, 7 milyon Dolarlık silah ve ekipman ALMANYA: 2000 makineli tüfek ve cephane Bunun dışında diğer tüm NATO ve AB ülkelerinden toplanan paralar, silah, mühimmat ve teçhizat, sivil halkın kullanımı için her türlü tıbbı ve sosyal yardımlar Ukrayna'ya akıyor. NATO sitesinde Türkiye için ise "Savunma bağlarını derinleştiriyor" ifadesi yer alıyor. Tam tercümesi nasihat yani. BUNU YAZMAK GEREK Bizim balıkçılar Ukrayna'nın vurulmasından mutsuz değil Genel olarak tüm Türkiye, Ukrayna'ya yönelik Rusya saldırısına karşı daha mazlum gördüğü Ukrayna'nın yanında. Tabii Ukrayna halkının Rus saldırılarına karşı direnmesi de bu sempatiyi artırıyor. Ancak bir kesim var ki, açıktan söylemeseler