Suudilere iki çift laf edemeyenler astronotumuzdan utandılar mı

ACAİP YAZILAR

Suudilere iki çift laf edemeyenler astronotumuzdan utandılar mı

Uzaya çıkan ilk Türk astronot Alper Gezeravcı'nın dünyaya verdiği ilk mesaj çok anlamlıydı.

Gezeravcı uzay boşluğundan dünyaya seslenirken "Büyük önder Atatürk'ün dahi sözüyle selamlamak istiyorum, istikbal göklerdedir" dedi.

Sanıyorum "Erdoğan bizi uzaya da çıkardı, artık başımız göğe de erdi" diye heyecanla halaylar çekenler bu sözü duyduklarında donup kalmışlardır.

Öyle ya, tarihinde ilk kez uzaya çıkıyorsun ve oradan da Atatürk mesajı geliyor.

Kolay mı

Kaç yıldır Atatürk'ün adını unutturmak, devrimlerini yok etmek, cumhuriyeti kötülemek için az çaba harcamadı kimileri.

Şimdi gökyüzünden de Atatürk'ü duyunca nasıl bozum olmasınlar.

Üstelik Alper Gezeravcı yola çıkarken kameraların yansıttığı bir manzara bu kesim için olağanüstü bir böbürlenme ve propaganda yapma şansı vermişti.

İlk astronotumuzun annesinin başı kapalıydı, yapılan uğurlama törene katılmış, oğluna el sallamıştı.

Bulunmaz fırsattı bu dinci takım için.

Hemen döşendiler "Kışlalara, şehit cenazelerine başı kapalı diye almadıkları annelerin çocukları bugün uzaya gidiyor" diye.

Ama gelin görün ki, o başı kapalı annenin çocuğu uzaya çıkar çıkmak ilk mesajında bu büyük ülkeyi kuran ve bizlere emanet eden Atatürk'ü anmıştı.

Durum böyle olunca üzerinde pek duramadılar, hele mesajın Türkiye'de büyük heyecan yarattığını görünce susup oturdular.

Alper Gezeravcı'nın mesajını duyduğumda aklıma hemen Suudi Arabistan geldi.

Daha bir ay bile geçmedi üzerinden, Suudi Arabistan'da yapılması gereken süper kupa finalinde takımlar sahaya "Yurtta sulh cihanda sulh" yazılı pankartla çıkmak istemişlerdi.

Ayrıca takımlar ısınma turuna da üzerinde Atatürk fotoğrafı olan formalarla çıkmaya hazırlanıyordu.

Ama Suudiler Atatürk adını duyunca çok öfkelenmişti, takımlar henüz gelmeden polis soyunma odalarını basmaya ve pankartlarla formaları toplamaya bile kalkmıştı.

Neymiş, uluslararası futbol kurallarına göre siyasi nitelikli pankart ve fotoğraflar maçlarda gösterilemezmiş.

Neyse ki Fenerbahçe ve Galatarasay yönetimleri Atatürk'e yapılan bu saygısızlığı kabul etmediler ve maça çıkmadılar.

Peki, bu rezalet karşısında iktidar ne yaptı

Hiçbir şey.

Ağızlarını bile açamadılar, daha önce "katil" dedikleri Suudileri yine kızdırmak istemediler, muhtemelen "Oradan ne paralar gelecek, tepki göstermenin alemi yok Atatürk için değer mi" düşündüler zahir.

Suudilere iki çift laf etmek yerine iki takımı ve Suudileri eleştirenleri topa tuttular, "spora siyaset karıştırarak AKP'yi yıpratmaya çalışıldığını" ileri sürdüler.

Futbol federasyonu başkanı ise ağzını açamadı, maçın neden oynanmadığını bile söyleyemedi, "bazı organizasyon bozuklukları" bahanesinin arkasına sığındı.

Oysa Alper Gezeravcı hiç tereddüt etmeden ve Elon Musk'a "uzay hukukuna göre Atatürk'ün sözünü tekrarlamanın siyaset olup olmadığını sormaya" gerek duymadan verdi mesajını dünyaya.

Helal olsun.

MERAK ETTİĞİM ŞEYLER

Atatürk mesajını saray biliyor muydu

İlk astronotumuz Alper Gezeravcı'nın uzaydan ilk mesaj olarak Atatürk'ün "istikbal göklerdedir" sözünü söylemesi büyük yankı uyandırırken aklıma bir şey takıldı.

Gezeravcı bunu eline mikrofonu aldığında kendiliğinden mi söyledi yoksa yolculuk öncesinde "Böyle bir mesaj vermesi" yönünde talimat mı aldı

Ya da Gezeravcı yola çıkmadan önce iktidar yetkililerine "İlk mesajda Atatürk'ten söz edeceğim" dedi mi

Anladığım kadarıyla Gezeravcı bu kararı kendi verdi ve muhtemelen kendinden başka kimse uzaydan Atatürk ile sesleneceğini bilmiyordu.

Çünkü eğer bu mesaj önceden hazırlanmış olsaydı, iktidar sözcüleri anında "Uzaya ilk çıkışımızı büyük Atatürk'ün sözüyle taçlandırmak istedik" açıklaması yapardı.

Ama hepsi sus pus olduğuna ve yandaş medyada bu konuda yorum yapılmadığına göre Gezeravcı bu kararı kendi aldı ve uyguladı.

SOSYAL MEDYA

Hodaiki adında bir Japon öğrenci

Bana "alıntı" dip notuyla gelmiş.

Okurken pek güldüm, "aranızda okumamış olanlar olabilir" diye düşünerek sizle de paylaşmak istedim

Her şeyi bilen Hodaiki

Öğretmen, "Dersimize Amerikan tarihini gözden geçirerek başlayalım" dedi.

"'Bana ya özgürlük ya da ölüm verin' diyen politikacı kimdir"

Öğretmen elini havaya kaldırmış, Japonya'dan gelen yabancı değişim öğrencisi parlak zekalı Hodaiki dışında, başka yerlere bakınan boş yüzlerden oluşan bir sınıf gördü:

"Patrick Henry, 1775" dedi, Hodaiki.

"Çok iyi!"

"Pekala, 'Halkın, halk tarafından, halk için yönetimine demokrasi denir' sözünü kim söyledi"

Yine, küçük Hodaiki'den başka yanıt veren yoktu:

"Abraham Lincoln, 1863".

"Harika!" dedi öğretmen devam ederek, "Şimdi biraz daha zorunu deneyelim..."

'Ülkenin senin için ne yapabileceğini değil, senin ülken için ne yapabileceğini sor'

Bir kez daha, Hodaiki'nin eli havaya kalkan tek eldi ve dedi ki:

"John F. Kennedy, 1961"

Öğretmen sınıfı azarladı, "Çocuklar, kendinizden utanmalısınız, küçük Hodaiki bu ülkeden olmadığı halde tarihimiz hakkında sizden daha çok şey biliyor."