?Sözleşme vardı diye sulandırmayın

CANIMI SIKAN ŞEYLER

"Sözleşme vardı" diye sulandırmayın

Süper Kupa'nın Riyad'da oynanmak istemesi aslında yanlıştı.

Ama bu yanlışa bir de büyük skandal eklendi.

Buna karşı iyi de oldu, çünkü iktidar "Bu milleti Atatürk'ten uzaklaştırdık, Türkiye Yüzyılı propagandası ile cumhuriyete olan bağlılığı zayıflattık" diye düşündüğü bir anda gerçek ortaya çıkıverdi.

Milletin ezici çoğunluğu Atatürk ve cumhuriyet arkasında toplandı.

Şimdi büyük bir telaş ve panik var.

Hele seçime gidilen ortamda saray iktidarı ne yapacağını bilemez halde olayı sulandırmaya çalışıyor.

Erdoğan sanıyorum futbol camiası üzerinde etkili olan Rıdvan Dilmen'i araya koyarak durumu lehine çevirmeye çalışıyor.

Rıdvan Dilmen Suudi yetkililerle yapılan sözleşmeyi öne sürerek "Son andaki değişikliklerden" söz ediyor, durumu kurtarmaya çalışıyor.

Rıdvan Dilmen'den başka yandaş yazar ve akademisyenler de TV ekranlarında ve gazete köşelerinde "Takımlar son anda sözleşme dışına çıkarak önceden saptanmamış formalarla ve pankartlarla sahaya çıkmaya kalkıştılar" diyor.

Hele bir Hulki Cevizoğlu var ki evlere şenlik.

O tam bir militan havasıyla "Atatürk fotoğrafı üzerinden bu kadar fırtına koparmaya ne gerek vardı" diye bağırıyor.

Bazı akıl daneler ise "FIFA kuralları var, her kulüp bunlara uymak zorunda" diye ahkam kesiyor.

Dün de yazdım, bu bir özel maç ne FIFA ne UEFA kuralları geçerli değil.

Ama yine de konuyu uzmanına danışmak istedim.

Türk futboluna büyük emeği geçen Can Çobanoğlu'nu aradım.

"Bu bir özel maç, ne FIFA ve UEFA kuralları diye bir şey yoktur" diye Çobanoğlu "Bu tür özel organizasyonlarda iki tür sözleşme vardır" dedi ve anlattı;

"Birincisi ticari sözleşmedir, bu sözleşmede yapılacak organizasyonda harcanacak paralar, bunların hangi yolla harcanacağı ve kaynağı yazılır. İkincisi ise lojistik sözleşmesidir. Burada da takımların nerede kalacağı, transferlerinin nasıl sağlanacağı, yeme içme yerlerinin neresi olacağı belirlenir. Bunun dışında takımların hangi formayla çıkacağı, ellerinde ne taşıyacakları sözleşmede yer almaz. Sadece uluslararası çapta terör örgütü olarak bilinen kuruluşların söylemleri ile her iki ülkenin değerlerine yönelik olumsuz söz yazı ve materyallerlerin kullanılamayacağı belirtilebilir."

Can Çobanoğlu "Bu tür karşılaşmalar özel olduğu için bir kurala uymak zorunda bile değilsinizdir" dedikten sonra ekledi;

"Örneğin maçı 45'er dakikadan iki devre değil de 30'dan dakikadan iki devre bile oynayabilirsiniz, takımlar kendi sporcuları ile sahaya çıkabileceği gibi konuk sporcular bile kadroya dahil edilebilir, buna kimse karışamaz."

Görüldüğü gibi kimi yandaş yazar ve akademisyenlerin dediği gibi "Ama sözleşme vardı, maça birkaç saat kala bunu ihlal etmek olmaz" savunmaları işi sulandırmaktan ve halkı kandırmaktan başka bir şey değildir. Ayrıca Suudi yetkililer acaba neden bir anda "sözleşme de sözleşme" diye tuttursunlar ki.

Takımların sahaya, önceden yazılmamış olsa bile Atatürk fotoğraflı formalarla çıkması herhalde sadece sözleşme koşullarına uyulmadığı gerekçesiyle reddedilmedi.

Sormak istiyorum acaba takımlar önceden yazılmamış olsa da sahaya "Sayın Suudi Kralına bize bu olanağı sağladığı için çok teşekkür ediyoruz" yazılı bir pankartla çıksa ve formaların üzerinde kralın fotoğrafı olsa yine sözleşme diye tutturur muydu

ÖNERİ

Sözleşmenin tam metnini açıklasanıza

İktidar ve yandaşları "ama sözleşme" bahanesinin arkasına sığınarak skandalı sulandırmaya çalışıyor ya o halde sözleşmenin tam metnini açıklasınlar.

Suudilerin Atatürk'e izin vermemesi skandalını örtmeye çalışan İletişim başkanlığı dün bir açıklama yaparak "her şey sözleşme şartlarına uygun olarak yapıldı" dedi.

Açıklamada "Sözleşmede FIFA, AFC, UEFA ve diğer uluslararası futbol düzenleyici ve yönetici kuruluşların kurallarının geçerli olacağı belirtilmiştir. TFF ve Suudi Arabistan yetkilileri, söz konusu müsabakanın bir milli maç olmamasına rağmen Türkiye Cumhuriyeti'nin 100. yılı olması dolayısıyla İstiklal Marşı okunması ve Türk bayraklarının kullanılmasına yönelik uzlaşıya varmışlardır" denilerek Suudilerin çirkin tavrı göz ardı edildi..

Özel de olsa bir maçın FIFA, AFC, UEFA kurallarına göre oynanacak olması Atatürk konusunda bir engelleme olmasına yol açmaz.

İkincisi bir özel maç için futbol federasyonunun neden böyle bir anlaşma imzaladığının da sorgulanması gerek.

Anladığım kadarıyla iktidar bu maçta aleyhine olabileceğini düşündüğü bazı tutum ve davranışları engellemek için böyle bir sözleşme imzalatmış.

Şunu sormak istiyorum; Suudiler bu kadar katı tutumu sadece kendi başlarına mı uyguladı yoksa zaten kendilerine önceden "Aman bizim hoşumuza gitmeyecek hiçbir şeye izin vermeyin" mi dendi

KAFAMI BOZAN ŞEYLER

Her fırsatta "ama Disney" denmesi de kabak tadı verdi

Gerek sosyal medyada gerekse yandaş bazı kişilerin yazılarında "Disney'in Atatürk filmini yasaklamasına tepki göstermeyen sözde Atatürkçüler konu Suudi Arabistan olunca ayağa kalktı" diye algı oluşturmaya çalışıyor.

Yalanın ve saçmalığın daniskası bu.

Bir kere ikisi aynı değil.

Disney Atatürk filmini yasaklamadı.

Amerikan film platformu "artık sadece kendi ürettiğimiz yapımları kendi kanalımızda yayınlayacağız" şeklinde bir karar aldı.

Sadece Atatürk filmi değil, o anda henüz yayına girmemiş ve başka ülkelerde yaptırılmış tüm yapımları yayından çekti.

Buna rağmen herkes buna tepki gösterdi.

Film ayrıca