Sınavda ikinci olan ama sadece 2 dakikalık mülakatta elenen bir savcı adayının feryadı

CANIMI SIKAN ŞEYLER Sınavda ikinci olan ama sadece 2 dakikalık mülakatta elenen bir savcı adayının feryadı Twitter mesajlarıma bakarken İrem Melis Akgün isimli bir Twitter kullanıcısının "zincir tweetleri" dikkatimi çekti. Hepsini bir solukta okudum ve içim burkuldu. Çünkü bu genç savcı adayımız girdiği yazılı sınavdaki büyük başarısını ve sonrasındaki mülakatta uğradığı hüsranı anlatıyordu. İrem Melis Akgün tek örnek değil. Bu konuda çok yoğun şikayetler geliyor. Bu iktidar bir taraftan kendi yandaşlarına soruları önceden verip yazılı sınavlarda başarılı kıldıktan sonra buna rağmen onları geçenleri mülakatta eliyor. Medyada yer alıp almadığını görmedim ama İrem Melis Akgün'ün tweetlerini size de sunmak istedim: Kıymetli dostlar, bugün hakim ve savcıların görevlerini layıkıyla yerine getirememelerinden, bağımsız olamayışlarından ülkece yakındığımız günlerde, Hakim ve Savcı olma idealiyle çıktığım yolda yazılı sınavda Türkiye 2.si olmama rağmen sistem tarafından uğratıldığım haksızlığı sizlere aktararak bugünlere nasıl geldik, böyle kötülükler nasıl yapılabiliyor, bu kişiler nasıl bir sistem tarafından seçiliyor ve bu kötülüklere karşı neler yapılabilir sizlere anlatmak istiyorum. - 25-26 Aralık 2021 tarihinde yapılan Avukatlar için Adli Yargı Hâkim ve Savcı Adaylığı Yazılı Yarışma Sınavından 94,85 puan alarak 2. Sırada, Adli Yargı Hâkim ve Savcı Adaylığı Yazılı Yarışma Sınavından 89,79 puan ile 99. Sırada başarılı olarak mülakata girmeye hak kazandım. - Yazılı sınavdaki 2'ncilik derecem ile katılmış olduğum mülakatta sorulan sorulara eksiksiz olarak doğru cevap vermeme rağmen "BAŞARISIZ" bulundum. - Yapılan mülakatta aday adaylarına tanınan 1 ila 2 dakika arası süre, mülakat değerlendirme kriterleri olan; adayların muhakeme gücünün, bir konuyu kavrayıp özetleme yeteneğinin, çağdaş bilimsel ve teknolojik gelişmelere açıklığının, genel ve fizikî görünümünün, davranış ve tepkilerinin mesleğe uygunluğunun ve liyakatinin, anlaşılması için takdir edersiniz ki kesinlikle yeterli değildir. - Bu durum bile mülakatların ne kadar objektiflikten uzak olduğunu, idarenin tamamen keyfiliğine ve takdirine bırakıldığını, hatta yaşayanlar iyi bilecektir ki BAŞARININ DEĞİL "REFERANS"LARIN YARIŞTIĞI BU SÜREÇTE mülakatın tamamen göstermelik bir hal aldığını acı bir şekilde gözler önüne sermektedir. - Bu mülakat sistemi; bugün mesleğini layıkıyla yapamayan, bağlı olmaları gereken ilkeler ADALET ve HUKUKA UYGUNLUK ilkeleri olması gerekmesine rağmen bunu yerine getirmeyip farklı motivasyon ve hırslara sahip olan, mesleğe alınırken bile denetimsiz ve kötücül sistem tarafından rekabeti bozucu davranışlara yönlendirilen ve tüm bunları yaparken de eğilip bükülebilen; bundan dolayı da bağımsız olma niteliğini kaybeden, gölgesinden bile korkar hale gelen Hakim ve Savcıları eseridir. - Tüm bu sebeplerle kamuya alımlarda yapılan ve nice insanın hakkının yenilmesine sebep olan MÜLAKATLAR KALDIRILMALI ve liyakati tespite ilişkin daha adil bir sistem oluşturulmalıdır. Kritik meslekler için mülakat yapılmaya devam edilecek ise de Kamu Denetçiliği Kurumunun 27042020 karar tarihli ve 20206587-S.20.10469 sayılı ADALET Bakanlığının hiçbir haklı gerekçe olmaksızın uymaktan imtina ettiği kararı kapsamında yapılması gerekmektedir. - Bu haksızlık ve kötülük düzenini değiştirebilmemiz, layık olanın hakkını alabildiği güzel ve adil günleri görebilmemiz maksadıyla desteklerinizi bekliyorum. OKURDAN MESAJ Bir şikayet de Halkbank'tan Bankaların müşterilerini aşağılaması ile ilgili yazılarımdan sonra yakından tanıdığım bir okurum mesaj göndermiş. "Ne kadar haklısın Can kardeşim" diyor bu tanıdığım ve devam ediyor "Bizi eşek yerine koyuyorlar." Bakın ne yazmış; Selam Can emekli maaşımı Halkbank'tan alıyordum. Buradaki hesabımı 29 Temmuz Cuma günü bir bankanın emekli maaşını taşıyanlara verdiği promosyondan yararlanmak için kapattım. Taşıdığım esnadaki daha önceki promosyon farkına karşılık ne kadar ödemem gerektiğini sordum "138 lira" dediler hemen ödedim. Yarım saat sonra yeni bankamda hesap açtırdım. Ancak aynı günün akşam üzeri Halkbank'taki memure beni aradı ve "Hesabınızda bloke var, taşıyamıyoruz" dedi. Saat olmuş 18.00, işim kaldı pazartesiye. 1 Ağustos günü Halkbank'a gittim eksik hesaplama yapılmış, benden 38 lira daha istediler onu da verdim Ancak 1 Ağustos olduğu için 1 ay kaybettim bu ay da maaşımı yeni bankama taşıyamadım. Sonradan öğrendim ki Halkbank herkese böyle yapıyormuş. Altunizade şubesine gittiğimde ben oradayken en az 56 kişiye aynı işlemi yapmış, küfürler eden mi bağıranlar mı istersin gırla gidiyor. Düşünebiliyor musun 300 bin kişiye böyle yapsalar paranın getirdiği ranta bakar mısın Ayrıca tepki öyle büyük olmuş ki banka şube müdürü polis çağırmış kapıda polis duruyordu. İŞTE BUNU ANLAMIYORUM Bu nasıl kur korumalı vadeli hesap işidir böyle İzmirli bir iş insanı dostum aradı. Dedi ki "Bu kur korumalı vadeli hesap işi var ya, tam bir soygun." Sordum "Nasıl yani" diye. Dostum "Kur korumalı hesaba pek güvenmiyordum. Yurtdışı işler de yaptığım için mecburen bankada dolar hesabı tutuyorum" diye anlatmaya başladı. Bir gün bankasından aramışlar "Sizin dolar hesabınızı kur korumalı sisteme çevirelim, çok kârlı" demişler. Dostum bankaya gitmiş. Anlatmışlar; "Dolarınızı bugün merkez bankasının açıklayacağı kurdan bozduracağız. Vadeli hesaba yatıracağız. Size yüzde 14 faiz uygulayacağız. Dönem sonu faizi alacaksınız ayrıca dolarınızı da aynen iade edeceğiz." İzmirli dostum "Bak bu makul" demiş ve hesabındaki 100 bin doları 7 Haziran 2022 günü merkez bankasının açıkladığı 16.78'den bozdurup üç aylık kur korumalı hesaba çevirmiş. Üç ay sonra yani 6 Eylül günü bankaya gittiğinde kendisine sadece 100 bin dolarını verebileceklerini söylemişler. Dostum "Peki faiz ne olacak" diye sormuş. "Dolar bugün 18. 22 lira oldu, faizi ödeyemiyoruz, merkez bankasının talimatı bu yönde" demişler. Tabii iş insanı dostum ökeden deliye dönmüş.