Günledir bir "temiz dil" tartışması yapılıyor
Ahmet Şık'ın meclis kürsüsünden AKP'lilere dönüp "Siz bizim için bunları söylüyorsunuz" demesi ile başladı her şey.
Ahmet Şık çoğunu bizzat AKP Genel Başkanı Erdoğan'ın söylediği "alçak, şerefsiz, hayasız, terörist, hain" gibi kelimeleri söyledikçe AKP'liler yerlerinde duramadılar.
Sonunda bir bar fedaisini andıran eski futbolcu Alpay birden Ahmet Şık'a yumruk attı, ortalık birbirine girdi bu arada burnu, dudağı veya kaşı patlayan bir milletvekilinin kanları meclise aktı.
AKP'liler bu olaydan sonra "Siyasette temiz dil gerekli, kimse kimseye hakaret edemez" diye bağırmaya çalıştılar.
Ardından sokak röportajında konuşan bir kadın tek kelime bile hakaret içermeyen konuşması yüzünden gözaltına alındı, hakkında hemen iddianame hazırlandı, atfedilen suçun karşılığı hapis olmamasına rağmen tutuklandı.
AKP yine ayağa kalktı "temiz dil istiyoruz, siyasette hakaret olmaz" naraları atıldı.
O kadın gecehih bir yarısında ıssız bir yerde serbest bırakıldı bu kez CHP Genel Başkanı'nın yanına oturtuldu diye "Temiz dil istiyoruz, hakaret edenleri protokole almak da neyin nesidir" feryadı başladı.
Erdoğan: "Son günlerde toplumun sinir uçlarıyla oynayan çeşitli kışkırtmalara hep beraber şahitlik ediyoruz. Siyaset kurumunun itibarına gölge düşüren kirli dilin ülkeyi sürüklemeye çalıştığı tehlikeli yeri çok iyi görmekteyiz" deyiverdi.
AKP sözcüsü Ömer Çelik Atatürk ile Erdoğan'ı bir tutarak "İkisine de hakaret edilmesi fikir özgürlüğü değildir, nefret söylemlerine kıymet verilmesi tam bir şuursuzluktur." vecizesini patlattı.
Bakanlar, partililer, yandaş gazeteciler akademisyenler "Temiz dil kullanılmalı; hakaret edilmemeli, buna şiddetle karşıyız" söylemlerini ekranlarda söylemeye köşelerde yazmaya başladı.
Ayhan Oğan isimli bir saray danışmanı da koroya katıldı "Cumhurbaşkanına ve oy veren tabana yönelik küfür, hakaret tehdite varan saygısızlık kabul sınırlarını zorlamaktadır" dedikten sora ağzındaki baklayı çıkardı;
"Kendilerini darı ambarında görenler aklını başına alsın; yaptıkları haddi aşan davranış ve yorumları toplumsal hafıza kaydeder, devlet not eder. Gayrımeşru kalkışmaların başı çok sert ezilir."
Durun yahu ne oluyor
Yine mi mağduriyet edebiyatı.
Meğer ne kadar temiz dilli, ne kadar kibar, ne kadar hakaretten uzakmışsınız da haberimiz yokmuş.
"Çukur, sürtük, cibilliyetsiz, namussuz, ahlaksız, alçak, namert, gafil, rezil, kepaze, hain, terörist, mezhebi geniş, haysiyetsiz, bunak" gibi kelimeleri başta AKP genel başkanı Erdoğan ve diğerlerinden sıklıkla duymamış olsak bu aşırı nezaket içindeki söylemlerinizi biraz ciddiye alacağız da, olmuyor işte.
KOMİK
Vatandaş'tan türemiş yeni kelimelerimiz
Zaman zaman iğneli esprilerini size de sunduğum Erhan Tığlı, Türk Dil Kurumu'na bir hizmet olarak "vatandaş'tan türetilmiş" yeni kelimeler önermiş.
Bakalım kaçı tutacak
Susandaş: Ezildiği halde hiç sesini çıkarmayan vatandaş
Uçandaş: Dar gelirliler sürünürken her makama kolayca ulaşan vatandaş
Şaşandaş: İşin aslını anlayamayıp, birdenbire köşeyi dönenlere şaşkın şaşkın bakan vatandaş
Betondaş: Doğayı, bahçeli evleri mahvedip apartman diken yapsatçı vatandaş
Yatandaş: Yattığı yerden kolayca para kazanan vatandaş
Kaçandaş: Vergi vermekten kaçan, sıkışınca kapağı yurt dışına atan vatandaş
Açandaş: Orasını burasını açarak sanat(!) yapan vatandaş
Satandaş: Her şeye ticaret gözüyle bakan, iyi bir müşteri bulunca vicdanını bile satan vatandaş
Takandaş: Uçan kuşa borcu olan, borçlarını ödemeyip üstüne yatan vatandaş
Atandaş: Bol keseden atan, attığı zaman mangalda kül bırakmayan politik vatandaş
Matandaş: Hiçbir vatandaşlık hakkından yararlanamadığı halde kendini vatandaş sanan sanaldaş
Erhan TIĞLI
HOŞUMA GİDEN ŞEYLER
Kılıçdaroğlu'nun altın günü
Artık pazar günlerinin müdavimi olan Erdem Beliğ Zaman'dan yine hoş aforizmalar geldi.
Birlikte okuyalım:
Ünlü şarap üreticisi Selim Zafer Ellialtı; 260 liraya sattığı şarabın şişesinin restoranda 3300 liraya müşteriye verildiğini görünce şaşırmış. 12 katlık bu farkı fazla bulmuş! Esnafımız yanında Cumhurbaşkanımız hakikaten insaflıymış: Esnaf aldığı malı 12 kat fazlasına satıyor; Cumhurbaşkanı ise aldığı oyun yalnız 2 katını almış gibi davranıyor!
Bir zamanlar aralarına kara kedi giren eski CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu ile bu aybaşı yapılması planlanan Tüzük Kurultayı öncesinde buluşan İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu, "Bu muhabbetin içeriği tamamen bir dertleşme; sohbettir. Hiçbir türlü başka bir anlam yüklemeyin lütfen" dedi. Yüklemedik zaten Kılıçdaroğlu kabul günü yaptı siz de altınınızı kapıp gittiniz, olay bundan ibaret!
Vatandaşın mutfağında yangın var; vatandaş yandı tutuştu...
Emeklinin cebinde yangın var; emeklinin cüzdanından duman çıktı... Şimdi de ülkemizin akciğeri ormanlarımızda yangın var; ormanlarımız kül oluyor! Ne zaman bir yerde Avni Anıl'ın o meşhur şarkısının şu ilk dizesi çalsa, "Biraz kül, biraz duman" hemen atılıp şarkının devamını Türkiye getiriyor, "O benim işte!"!..
Eskiden "Vergilendirilmiş Kazanç Kutsaldır!" sözü bize ezberletilir, belletilirdi... Devletimize en çok vergi ödeyen zenginlerin isimleri açıklanır, böylece diğer zenginlerin de teşvik edilmeleri amaçlanırdı... Kara para aklama olayları, adrese teslim ihaleler derken en çok vergi veren 100 kişiden 73'ü ismini gizlemek