Sandalye fiyatı üzerinden enflasyonkur yanlışlığı!

ANALİZ

Sandalye fiyatı üzerinden enflasyonkur yanlışlığı!

Temmuz ayı enflasyonu da açıklandı.

Mehmet Şimşek ve yandaş medya "enflasyon düşüyor" çığlıkları atıyor.

Enflasyonun düşmesi fiyatların da düştüğü ve satın alma gücünün arttığını göstermez.

Bu nedenle an itibarıyla enflasyonun düşüyor gözükmesi yakın bir gelecekte çalışan milyonların derdine merhem olmayacaktır.

Ayrıca enflasyon düşüyor gözükürken döviz fiyatları ise hâlâ sabit.

Neredeyse son 5 aydır kurlar değişmedi dolar ve Euro 30 liranın üstünde ve neredeyse hiç kıpırdamıyor.

Peki bu olumlu bir gelişme mi, yoksa kurun baskılanması Türkiye'nin aleyhine mi işliyor, özellikle ihracat açısından.

Ekonomist Bartu Soral kurları sabit tutarak "sıcak para" operasyonunu sürdürmenin ne kadar zararlı olduğunu çok basit bir örnekle anlatmış.

Bir sandalye fiyatı üzerinden ekonominin durumunu özetleyen Bartu Soral bakın ne demiş;

Amerikan dolarının Türk lirası karşısında bir yıl içinde ne kadar değer kazanacağı Türkiye ile ABD'de arasındaki enflasyon farkına göre belirlenir.

Örneğin, 1 1 TL ise ve aynı yıl Türkiye'de yüzde 10 enflasyon, ABD'de ise yüzde 0 enflasyon yaşanırsa sene sonunda 1 1,10 TL olmalıdır.

Peki, yüzde 10 enflasyona rağmen, TL, dolar karşısında değer kaybetmez, hatta değer kazanırsa ne olur

Rekabetçi kur avantajını kaybedersiniz. Türk Lirası suni olarak değerli kalır. Dış ticarette ithalat avantajlı olmaya başlar, ihracatımız düşer ve zarar etmeye başlarız.

Size konuyu çok basitleştirerek açıklamaya çalışayım; Ayşe teyze bile bunu bilmeli.

Diyelim ki 2015'in başında 12 TL. Türkiye'de üretilen bir sandalyenin fiyatı 20 TL. Sandalyenin dolar olarak fiyatı ne olur 10 dolar.

Buna karşılık Amerika'da üretilen aynı tip, aynı kalitede sandalyenin fiyatı ise 13 dolar.

Bu durumda ne olur Hem Türkler yerli üretim sandalyeyi alır hem de dış pazarlarda Amerikan sandalyesi değil Türk sandalyesi tercih edilir.

Bizim sandalye ihracatımız artar, sandalye ithalatımız olmaz. Dış ticarette kâr ederiz.

Güzel. Devam edelim;

2015 yılında Türkiye'de yüzde 50, ABD'de ise yüzde 0 enflasyon yaşandı. Döviz kuru formülü gereği ne olmalı; Amerikan doları, Türk Lirası karşısında yüzde 50 değer kazanarak sene sonunda 1 dolar 3 TL olmalı.

Ama Türkiye'nin yanlış döviz kuru politikası sebebiyle 12 TL olarak kaldı.

Bakın bu durumda dış ticarette ne oluyor

Türkiye'de yaşanan yüzde 50 enflasyon sonucu sandalye maliyeti de yüzde 50 oranında arttı ve artan maliyetler aynen satış fiyatına yansıtıldı.

Yani sandalyenin satış fiyatı sene sonunda 20 TL x 0,5030 TL'ye yükseldi. TL'nin de dolar karşısında değeri aynı oranda düşseydi ve 13 TL olsaydı, sandalyenin dolar bazında fiyatı değişmeyecek, 30 TL3 TL10 olacaktı.

Amerikalılar bizden sandalye almaya devam edecekti. Ancak biz 2002'den itibaren yüksek faiz düşük kur politikası uyguladık. Sınırsız ve kontrolsüz döviz girişi sağladık.

Bu sebeple TL'nin dolar karşısındaki fiyatı sene sonunda 3 TL'ye çıkması gerekirken, yaşanan enflasyona rağmen 2TL olarak kaldı.

Bu durumda sandalyenin dolar bazında fiyatı ne oldu 30 TL2 TL15 dolar. Artık Amerikalılar kendi 13 dolarlık sandalyelerini aldığı gibi, dış pazarlarda da Türk sandalyesi değil Amerikan sandalyesi fiyat avantajı elde etti. Rekabeti kaybettik.

Bugün de durum farklı değil. Şimşek, küresel finans kapitalin sıcak parasına kuru sabit tutarak net yüzde 40 civarı kâr veriyor. Hem dışarıya büyük bir servet transferi yapılıyor hem ihracatta yukarıda anlattığım aşırı değerli TL sebebiyle kan kaybı yaşanıyor.

KAFAMI BOZAN ŞEYLER

Otorite kalmayınca böyle oluyor

Size iki yıl arayla çekilmiş aynı lokantanın fiyat tarifesini sunuyorum bugün.

İki yıl önce aynı lokantada köftenin fiyatı 138 liraymış.

Bugün ise köfte fiyatı 1168 lira olmuş.

Artış sadece köftede değil elbette, tüm ürünlerin fiyatları 7-8 kat artmış durumda.

Ama enflasyon düşüyormuş.

Külahıma anlat.

Tabii özellikle hizmet sektöründe anormal fiyat artışlarına pek çok kişi "keyfi zam" etiketi yapıştırıyor.

Esnaf "insafsızlıkla" suçlanıyor.

İlk bakışta doğru gibi görünüyor.

Ama işin gerçeği bu değil.

Esnaf sürekli artan fiyatlar nedeniyle sattığı malı yerine koyamıyor.

5 liraya sattığı malı 5.5 liraya alıyorsa zarar etmiş oluyor.

Bu nedenle pek çok satıcı baskılanan döviz fiyatlarını kendiliğinden yukarı çekmiş durumda.

Esnaf bilinçli ya da bilinçsiz olarak örneğin doları 33 liradan değil de 45 liradan hesaplıyor ve fiyat belirlemesini buna göre yapıyor.

Ekonomi yönetimi kendi derdine düştüğü için bunun önüne geçemiyor.

Bunun yerine yeni zamlar ve vergiler koyarak ve de üstüne esnafı "yakarız canını" diye tehdit ederek piyasayı kontrol etmeye çabalıyor.

Nafiledir bu.

Piyasa kontrolü düzgün bir ekonomi yönetimiyle olabilir.

Böyle paçavra edilmiş bir ekonomik yönetimle hiçbir şeyi halledemezsiniz, sadece piyango çarpmış gibi bir kesimin canını yakarsınız.

HOŞUMA GİDEN ŞEYLER

Bize mi tıklasınlar

Instagram'ın kapatılmasına herkes tepki gösterdi.

Böyle durumlarda her konuda çok ince sözleri olan Demirel'i hatırlamamak