S-400 pazarlığını Yunandan öğrendik

CANIMI SIKAN ŞEYLER

S-400 pazarlığını Yunan'dan öğrendik

Sözleşmesi yapıldığından bu yana tartışmalara neden olan Rus yapımı S-400 savunma füzeleri nedeniyle Türkiye ekonomisinin de ağır hasar gördüğü bilinen bir gerçek.

2015'de yapılan sözleşme ile 2016'da teslim alınan S-400 füzeleri hiç kullanılmadı, gerçi kullanılması için de gerek yoktu, ama bu bataryaların şu anda "atıl" biçimde beklediği de ayrı bir gerçek.

Çünkü başta Amerika olmak üzere NATO üyesi ülkeler sisteme bir Rus füzesinin girmesinden doğal olarak çok rahatsız oldular.

Amerika Erdoğan iktidarına "alma bu füzeleri" baskısı yaptıktan sonra eyleme geçti ve Türkiye 1.5 milyar dolar para yatırdığı F-35 savaş uçağı projesinden çıkarıldı, bitmiş iki uçağın teslimatı da yapılmadı.

Erdoğan iktidarı bu 1.5 milyar dolar karşılığında Amerika'dan 40 F-16 ve elimizdeki F-16'ların modernizasyonunu talep etti.

Birkaç yıl süren görüşme ve tartışmalardan sonra Amerika bu satışa onay verdi.

Böylelikle 1.5 milyar dolar alacağımıza karşı 40 F-16 ve modernizasyon için Amerika'ya yaklaşık 23 milyar dolar ödenecek.

Aslına bakarsanız Erdoğan da S-400 almanın bir hata olduğunu gördü.

Ama 2.5 milyar dolar ödendi bu sistem için ve iade edilmesi de pek mümkün değil.

İktidar bu füzelerden kurtulmak istiyorsa da makul bir çare bulunamıyor.

Bir ara bu füzelerin başka bir ülkeye satışı gündeme gelmişti, gerisini öğrenemedik.

Hani "çocuktan al haberi" deyimimiz vardır, işte kamuoyunun nasıl pazarlıklar yapıldığından haberi olmamasına rağmen S-400'ler için Türkiye'nin çok ciddi tavizler vermeye hazır olduğunu bir Yunan gazetesinden öğreniverdik.

Yunan Kathimerini gazetesinin haberine göre, Amerika, Rusya'dan alınan S-400 füze sisteminin 'yumuşak' bir şekilde devre dışı bırakılması karşılığında, Türkiye'ye F-35 savaş uçaklarının yeniden satılabileceğini önermiş.

Haberdeki bir ayrıntı çok dikkat çekici.

İddia şöyle; Amerika, S-400'lerin İncirlik Üssü'ne taşınmasını önerdi. Bu teklif ile S-400'ler Türkiye'de kalmaya devam ederken, Rusya ile yapılan anlaşmanın şartları da bozulmamış olacak.

Kathimerini haberinde Türkiye'nin şu anda İncirlik konusuna sıcak bakmadığı buna karşı halen Amerika'da olan Erdoğan ile bu konuda görüşmelerin yapılacağını ileri sürülüyor.

Bu arada Yunan gazetesinin haberine en ilginç tepki Ekrem İmamoğlu'nun gizli danışmanı olduğu ileri sürülen Aslı Aydıntaşbaş'tan geldi.

Aslı Aydıntaşbaş, "Türkiye ve ABD, aylardır S-400 meselesine 2 tarafın da çıkarlarına uygun bir çözüm bulmak için çabalıyor. Gizli görüşmeler, Türkiye'nin stratejik duruşu için önemli. Kathimerini'ye sızdırılan bu haber ise, bu süreci sabote etmeye yönelik" diyen bir twit attı.

Amerika ile ilişkileri çok yoğun olan bu eski gazetecinin itiraf niteliğindeki açıklaması bana göre olaya yeni bir boyut kazandırdı.

Türkiye'nin S-400 sorunundan kurtulmak istediğini biliyorduk ama bu amaçla Amerika ile gizli görüşmeler yapıldığını bilmiyorduk.

DİKKATİMİ ÇEKEN ŞEYLER

Eylem tamam, şimdi iş sonuç almada

Pazar günkü yazımda binlerce yıllık tarihi olan İasos'un eşsiz güzellikteki koyuna yapılmak istenen "maden limanı" için bölge halkının ayakta olduğunu anlatmıştım.

Koyun ve tarihi doğanın yok olacağını bilen bölge halkı ve doğa dostları bu liman inşaatına karşı bugüne kadar sayısız dava açtı ancak sonuç alınamadı.

Dün bu nedenle İasos'ta yüzlerce kişi bir araya gelerek durumu protesto etti.

Çevre köylüleri ve doğa dostları protesto eyleminde "Her koyu ayrı güzel Güllük Körfezi'mizin, tarihi 5000 yıl öncesine dayanan antik kentimizde, bu cennet vatanın cennet köşesini savunmak, korumak için ne gerekiyorsa yapacağız. Belediyenin iptal ettiği ruhsatlar tekrar verildi" bilgisi tekrarlandı.

Kıyıkışlacık köylülerinden 70 yaşındaki Hasan Yılmaz "Burada doğdum büyüdüm kendimi bildiğimden beri balıkçı ve zeytinciyim. Buradaki köylünün başka geçim kaynağı yok, Güllük Körfezi'ni cehenneme çeviren zaten bir liman varken ikincisini köyün ortasına antik kentin içine yapmanın burada yaşayan insanlara, tarihe, kültüre ve turizme zarar vermenin ne anlamı var Bir kişi zengin olacak diye binlerce kişi mağdur olacak. Köylüler olarak maden limanı istemiyoruz" diye konuştu.

Eylem sırasında Ayten Alpman'ın ünlü şarkısı "Bir Başkadır Benim Memleketim" defalarca hep bir ağızdan söylendi.

MERAK ETTİĞİM ŞEYLER

Arnavutluk Başbakanı Erdoğan'a "Bektaşi devletinden" söz etti mi

Avrupa'nın küçük ülkelerinden Arnavutluk çok ilginç bir karara imza attı.

Buna göre Arnavutluk içinde Vatikan benzeri bir "Bektaşi devleti" kurulacak.

109 dönümlük bir arazide kurulacak bu devlet dünyadaki bütün Bektaşi inancına sahip insanların temsilcisi olmak iddiasında.

Kararı Birleşmiş Milletler toplantısı için Amerika'da olan Arnavutluk Başbakanı Edi Rama, New York Times gazetesine verdiği bir demeçle açıkladı.

Haberin yayınlandığı gün Erdoğan, Edi Rama ile görüştü.

Görüşmeden sonra yapılan açıklamalarda iki devlet adamının başta Gazze sorunu olmak üzere dünya sorunlarını ele aldığı kaydedildi.

Ancak "Bektaşi devleti" ile ilgili bir konuşmanın olup olmadığı belirtilmedi.

Merakım şu; Türkiye'de Bektaşi ve Alevi inancına sahip milyonlarca insan var. Arnavutluk Başbakanı bu kadar önemli bir karar alırken aynı gün konuştuğu Türkiye Cumhurbaşkanı'na bu konuyu hiç mi açmadı, hiç mi bilgi vermedi

Ya da verdi de Erdoğan mı soğuk karşıladı