O ?U utanmazlığın Usu mu

KAFAMI BOZAN ŞEYLER

O "U" utanmazlığın U'su mu

İstanbul'un "metro" macerası 1875 yılında başlamıştı.

O yıllarda yabancılar bugün Beyoğlu diye bilinen Pera'da yaşardı.

Ticaret merkezi ise Karaköy'dü.

Böyle olunca Pera'da oturanlar sabah hayli dik olan yokuştan Karaköy'e yürür akşam da yine yürüyerek geri dönerlerdi.

1867 yılında Eugene-Henri Gavand Karaköy ile bugün Tünel diye bilinen yer arasında bir tünel tasarladı. Yapımı 8 yıl süren bu tünel 17 Ocak 1875'te hizmete açıldı.

İstanbul tarihinin bu ilk metrosunun üstü açık vagonu hayli güçlü katanalar tarafından çekilirdi.

Daha sonraki yıllarda vagonlar kalın halatlarla ve bir buhar makinasının yardımıyla çekilmeye başlandı.

Şimdi modern teknolojiden yararlanılıyor artık.

Karaköy tünelinden tam 114 yıl sonra İstanbul'da ilk metroyu yapımına başlandı.

Nurettin Sözen döneminde yapımına başlanan metro bugün artık batı ülkelerindeki gibi kentin her tarafını sarmış durumda.

İstanbul'daki metronun sembolü "M" harfi ile tanımlanıyor.

İstasyonların giriş çıkışlarında her taraftan görünen "M" harfli dev panolar var.

Ancak son dönemlerde bir "U" harfi çıktı.

Peki "M" nedir "U" nedir

"M" harfli metrolar bizzat İstanbul Büyükşehir Belediyesinin yaptığı metrolarda kullanılıyor.

"U" ise Ulaştırma Bakanlığının yaptığı metroları simgeliyor.

Neden İstanbul'da iki farklı metro var

Aslında yok ama AKP iktidarı "Her şeyi sadece biz yaparız" mantığında olduğu için kendi metrolarını ayırıyor.

Oysa ayrı yapılmış metro da yok.

İstanbul AKP'nin elindeyken yapılan metro hatları için dış kredi alınıyordu, ki şimdi de öyle.

Ancak belediyelerin dış borç alabilme haddi var.

AKP'li İstanbul Büyükşehir Belediyesi borçlanma haddini aşınca imdada iktidarda olan kendi partisi yetişmişti.

Erdoğan, belediyeyi büyük yükten kurtarmak için merkezi borçlanmaya gitmiş ve metro yapımı için Ulaştırma Bakanlığını görevlendirmişti.

Ancak İstanbul AKP'nin elinden gidince bu destek kesildi.

CHP'li belediye kendi olanakları ile metro hattını üçe katlayan yatırımlar yaptı.

Bu da AKP iktidarını rahatsız etti.

Bunun üzerine Ulaştırma Bakanlığı tekrar devreye sokularak, CHP'li belediyenin henüz kaynak ayıramadığı bazı rotalarda metro yapımına girişti.

Örneğin Çamlıca'ya yapılan dev camiye giden metro ile yeni havalimanına ulaşan metroları Ulaştırma Bakanlığı üstlendi.

Ama ortada bir sorun vardı, İstanbul halkı bazı metroların AKP iktidarı tarafından yapıldığını nasıl anlayacaktı

İşte formül olarak bu metrolara "U" harfi kondu. Böylelikle İstanbullulara "Belediye yapamadı ama biz yapıyoruz" denmek isteniyor.

Ulaştırma Bakanlığının yaptığı metroların sembolü olan "U" harfi aslında bakanlığın adının ilk harfi.

Ama bana göre bu "U" Ulaştırma Bakanlığının "U"su değil utanmazlığın "U"sudur.

16 milyonluk bir kente yapılan bir hizmette bile ayırımcılık yapan iktidar şimdi de "Bize oy vermezseniz İstanbul'a hiçbir hizmet gelmez" propagandasına soyundu.

BUNU YAZMAK GEREK

Dünya metrolarında semboller neler

İstanbul'da belediye ile adeta "sidik yarışına" giren AKP iktidarı bazı metrolara "U" sembolü koyarak kafaları karıştırıyor.

Böyle bir uygulama dünyanın hiçbir medeni ülkesinde yok.

Medeni ülkelerin hiçbirinde "Şu belediye bizim partiden değil" mantığı ile halkı zora sokmaya kalkışmaz.

Metroları dünyaca ünlü kentlerde semboller neler, ona bakalım.

Örneğin Paris'te metro istasyonlarının girişinde genellikle "Metro" yazar. Bazı istasyonlarda sadece "M" harfini de görebilirsiniz.

Londra'daki metroların girişinde harf yerine "Underground" yazar.

Metronun New York'taki adı "Subway"dir.

Bu ülkelerde "metroyu sen yaptın ben yaptım" kavgası görülmüş şey değildir.

CANIMI SIKAN ŞEYLER

Bırakın şu "Ama döviz çok yükseldi" laflarını

Erdoğan'ın dünyada emsali olmayan "Faiz sebep enflasyon sonuçtur" teorisinden sonra ekonominin battığı artık hepimizin bildiği bir gerçek.

Emirle faiz indirilmesi sonucu döviz fiyatları patlamış, bu da korkunç bir zam yağmuruna neden olmuştu.

Durum böyle olunca birçok maldaki fiyat artışlarına karşı vatandaş da çaresiz kalmış satıcıların "Ne yapalım döviz bu kadar artınca her şey zamlandı" sözü çok geçerli hale gelmişti.

Bu yüzden artık vatandaş hiçbir malın fiyat artışına karşı çıkamadığı gibi zam oranlarının gerçek olup olmadığını da anlayamıyor.

Bugün size "fahiş" zamlardan bir örnek vermek istiyorum.

Bir arkadaşım 30 Kasım 2021'de internet üzerinden satış yapan bir şirketten 180 lira 50 kuruşa bir saat almış.

O tarihin döviz kuruna göre bu saatin karşılığı 14 Dolar ediyordu.

Arkadaşım dün aynı internet sitesinden aynı saatin fiyatına baktı.

Saatin yeni fiyatı 5 bin 557 lira.

Yani yaklaşık 180 Dolar.

İnsaf yahu, üç yıl önce sadece 14 dolarlık saat, tamam TL bazında zamlanmış olabilir ama dolar fiyatı nasıl olur da 14'ten 180'e çıkar

Milleti dövizdeki artışları bahane ederek enayi gibi soyuyorlar.

Bİ SORALIM BAKALIM

"Sisi'ye mi oy vereceksiniz" derken şimdi Sisi'nin ayağına gidiyor

Yarın 14 Şubat, sevgililer günü.

Tam da böyle bir günde Erdoğan Mısır'a gidiyor.

Oysa Mısır'da Sisi'nin 3 Temmuz 2013'de yönetimi halkın Mursi yönetimine karşı ayaklanması üzeri devraldığı