BUNU YAZMAK GEREK
Her şey sustuğumuz için oluyorTam 22 yıldır ülkenin yönetiminde olan AKP iktidarının en önemli başarısı yaptıkları yanlışları asla kamuoyunda tartıştırmamak oldu.
Öyle bir korku iklimi yaratıldı ki yapılan yanlışlarla ilgili toplumsal bir muhalefet oluşturulamıyor.
Her şeye rağmen yapılan eleştirilere iktidar asla cevap vermiyor, düzeltme yapmıyor, gerekçe göstermiyor.
Buna ne yazık ki muhalefet de boyun eğdi.
Anayasa Mahkemesi kararları bile yok sayılıyor ama örneğin CHP'nin ilan ettiği Ankara mitingi bile hâlâ yapılamadı.
Hukukçu Erdem Akyüz toplumdaki suskunluğu anlatan bir yazı göndermiş.
Bunu sizinle paylaşmak istedim.
Yazı uzun süren suskunluğu çok güzel anlatıyor.
Birlikte okuyalım;
İçinde bulunduğumuz zor durumun baş nedenlerinden biri "Başımıza bir şey gelir" diye korkup düşünerek susmaktır. Oysa susan ve konuşmayanların başına, konuşanlardan daha fazla şey gelir. Gelin bunlara kısaca ve maddeler halinde bakalım:
1- Başlıca tehlike; demokratik, laik düzen ve Atatürk İlke ve Devrimlerinden uzaklaşmış olmaktır. Diğer tehlike ve zorlukları bu uzaklaşma tetiklemektedir.
2- Milletvekillerinin üzerlerine düşen görevleri yapmamakta olmaları bir diğer önemli noksandır. Altı, yedi dönemden beri yani yaklaşık olarak 30 senedir kesintisiz olarak Mecliste vekillik yapan milletvekilleri vardır. Ne eskisi ne yenisini tanıyan yoktur. Ara sıra Mecliste veya TV'de görünmek için konuşmaktan başka iş yapmamaktadırlar. Facebook adı verilen ve benzeri sanal kanallarda yazan çizen kişiler, sayın vekillerden daha fazla ve etkili görev yapmaktadırlar.
3- Milletvekilli emekliliği bir diğer büyük haksızlık ve kanuna aykırı uygulamadır. Milletvekilliği; sürekli bir görev değildir, seçimle gelinen geçici bir görevdir. Milletvekili emekliliği yasalara ve Anayasa aykırıdır. Hatta birkaç kez Anayasa Mahkemesi tarafından iptal edilmiş olmasına rağmen, iptalin ertesi günü yeni bir emeklilik kanunu çıkarılmış ve verilen kararın sonradan çıkan kanunlara uygulanamayacağı ileri sürülerek devam ettirilmiştir. Bu ayrıcalıkların kalkması halinde kaç kişinin ve kimlerin, milletvekilliğine aday olacağını görmek isteriz.
4- Deprem, su baskını, toprak kayması, tren kazaları, ulusal kaynak ve üretim alanlarının elden çıkarılması ve son günlerde yaşadığımız maden ocağı gibi felaketlerde asıl ve temel sorumlu belirlenmemektedir. İnşaat müdürü, bekçi, denetçi gibi alt derecede ve sonradan görev yapan kişiler hakkında takibat ve tutukluluk işlemleri yapılmaktadır. Oysa bu gibi işlerde, ilk izni veren ve sözleşme koşullarını belirleyen ve sonradan bunları takip etmeyen en üst yetkililer sorumlu olmalıdırlar.
5- Eğitim ile din ve siyaset işleri karıştırılmakta, yetkili ve sorumlular ile bunlar hakkında işlem ve olan kişiler, çareyi 'suya sabuna karışmamakta' bulmakta ve hatta bu suretle suça ortak olmaktadırlar. Başta da söylediğimiz üzere; içinde bulunduğumuz zor durumun baş nedenlerinden biri "Başımıza bir şey gelir" diye korkup düşünerek susmaktır. Oysa susan ve konuşmayanların başına, konuşanlardan daha fazla şey gelir. Demokratik, Laik, Atatürk İlke ve Devrimlerine dayanan Türkiye Cumhuriyeti'ni ilelebet muhafaza ve müdafaa için gereken her şeyi çekinmeden ve korkmadan söylemeli ve yapmalıyız.
Bİ SORALIM BAKALIM
Madenlerde "işçi takip sistemi" kullanılıyor muErzincan'ın İliç ilçesindeki altın madenindeki toprak kayması sonucu kaybolan 9 işçimize hâlâ ulaşılamadı.
Yetkililer gece gündüz gelişmiş teknolojik araçlarla arama yapıldığını ama henüz işçilere ulaşılamadığını söylüyorlar.
Gerekçe, bir anda milyonlarca metreküp toprağın kayması ve çok geniş alana yayılmasıymış.
Peki bu gerçek mi
Milyonlarca metreküp toprağın çok geniş alana yayılması gerçek ama söylenmeyen bir başka nokta var.
Bir maden kuruluşunda çalışan arkadaşım aradı.
"İşçilere takip cihazı takılmak zorunda ama maliyeti artırdığı için bunu kullanmıyorlar, devlet gerekeni yapmıyor" dedi.
Anlattığına göre maden ve benzeri yerlerde çalışan işçilere ayak ya da ellerine takılan bir takip aracı vermek 2017 yılından beri zorunlu.
Soma'da yaşanan ve 301 madencinin öldüğü korkunç kazadan sonra bu karar alınmış.
Bu takip cihazları sayesinde bir kaza olduğunda, işçinin nerede olduğu belirlenebiliyor.
Hatta bazı takip cihazlarında "nabız kontrol sistemi" de olduğu için işçinin o an yaşayıp yaşamadığı da öğrenilebiliyor.
Bu cihazı üreten çeşitli firmalar var, fiyat 4 ile 12 dolar arasında değişiyor.
Madenci arkadaşım "Belli ki birçok maden işleticisi bu kurala uymuyor, eğer İliç'te takip cihazı olsaydı işçilerimizin nerede olduğu bir saatlik inceleme sonunda bulunurdu" dedi.
CANIMI SIKAN ŞEYLER
Seçime bir buçuk ay kaldı, yabancı seçmen konusu hâlâ belirsizMayıs ayındaki genel seçimlerden çok önce uyarmaya çalıştık.
Sayısı belli olmayan ama çok olduğu tahmin edilen yabancı seçmen konusunu dile getirdik.
İstatistik uzmanlarının 2018-2019 ve 2023 seçimlerinde oy kullanacak seçmen sayılarında buldukları anormallikleri sergiledik.
Kimse tınmadı bile.
Ama seçimden sonra herkesin zihninde "Çok sayıda yabancı seçmene oy kullandırıldı" kuşkusu oluştu.
Ama ne çare, Erdoğan'ın deyimiyle "Atı alan Üsküdar'ı geçti" bile.
Şimdi seçime bir buçuk ay kaldı.
Hiçbir partinin bu konuda hazırlığı olup olmadığını bilmiyoruz.
Hesapta internet üzerinden herkes