Ekonomiyi düzeltmek için fevkaladenin fevkinde bir çözüm önerisi sunuyorum

ACAİP YAZILAR Ekonomiyi düzeltmek için fevkaladenin fevkinde bir çözüm önerisi sunuyorum Artık nereye gitsem, kiminle konuşsam burnundan soluyor. "Bu kadar da olmaz" diyor örneğin biri benzin alırken. "Olur olur, bal gibi olur, bunu oy verirken düşünecektin" diyecek oluyorum sonra vazgeçiyorum. "Yuh artık" diye söyleniyordu örneğin biri markette "250 gram kıymalık keyfimiz vardı o da 40 lira olmuş." Pazara gidiyorum, bomboş, dolaşanlar da eğer varsa asla vazgeçemeyecekleri bir iki şeyi alıp gidiyor. Ama araba satışları tam gaz gidiyormuş. "Şekerim yatırım için alıyorlarmış, bugün al yarın daha pahalıya sat" diyordu kahvesini yudumlayan sarı saçlı kadın. Peki çare ne Çare kolay aslında da kim uygulayacak Ama size geçmişten bir hikaye anlatmak istiyorum, günümüzde yapılması mümkün mü bilemiyorum. Belki Kılıçdaroğlu sözünü tutar, seçimi muhalefet kazanırsa dediğini yapar. Hikayemiz bir rivayete dayanıyor. Vakti zamanında Şam Valisi bakmış, hazine tamtakır; sıfırı tüketmişler. Başlamış çare aramaya. Yanındaki aklı evvel danışmanlar çare olarak Şam'daki dokumacılara fazladan vergi koymasını tavsiye eder. Bu tavsiye üzerine Esat Paşa; danışmanlarına, "Böyle bir vergi koyarsak ne kadar gelir elde ederiz" diye sorar. "Elli veya atmış kese altın elde ederiz" derler. Bunun üzerine Esat Paşa, "Bu insanlar zaten zar zor ayakta duruyor. Bu vergiyi nasıl ödeyecekler" diye sorar. "Evlerindeki altınları ve mücevherleri satarlar Paşam" diye cevap verirler. Esat Paşa,"Ben bu meblağı daha güzel bir yöntemle elde etsem nasıl olur" diye sorar. Danışmanları meraklı bir sessizliğe bürünür. Ertesi gün Paşa, müftüye bir davet göndererek "Gece bana gel ama kimse seni görmesin, buraya geldiğini bilmesin" der. Müftü gece yarısı kimselere görünmeden gelir paşanın yanına. Paşa "Müftü Efendi!" der, "Bize ulaşan bilgilere göre özel hayatında şeriata aykırı davranıyor ve evinde gizlice içki içiyormuşsun. Bu durumu İstanbul'a bildirmem gerek. Ancak önceden seni haberdar edeyim dedim." Bunu duyan müftü, alı al moru mor; Paşa'ya yalvarmaya başlar. Sonra da İstanbul'a haber vermemesi için Paşa'ya 1000 mecidiye vermeyi teklif eder. Paşa kabul etmez. Müftü iki katını teklif eder. Paşa yine kabul etmez. Sonunda 6 bin mecidiyede anlaşırlar. Sonraki gün Esat Paşa, Kadı Efendi'yi davet eder. "Kadı efendi! Rüşvet aldığın ve makamını şahsi menfaatin için kullandığına dair elimize bilgi ulaştı" der. Bu sefer Kadı Efendi, Paşa'ya yalvarmaya başlar. "Aman efendim beni görevimden almayın, insanlara rezil olurum" diyerek Müftü Efendi gibi Esat Paşa ile pazarlığa başlar. Kadı ile de 6 bin mecidiyede anlaşırlar. Sonra sırasıyla defterdar, karakol komutanı, esnaf ağası ve büyük zenginleri tek tek davet eder. Bu operasyonun sonunda Esat paşa tam 200 kese mecidiye altını toplar. Arkasından danışmanlarını