Biraz düşününce silah arkadaşını kaybeden kahraman bile anlıyor

BAŞIMDAN GEÇENLER

Biraz düşününce silah arkadaşını kaybeden kahraman bile anlıyor

Yılın son haftasında 23 Aralık günü 12 şehit vermenin acısına uğradık.

Hepimiz çok üzüntülü, hepimiz çok acılı ve hepimiz çok öfkeliydik.

Olayın hemen ardından yayınladığım bir YouTube konuşmasında oğlunun tabutu başında eline mikrofon verilen acılı bir babanın konuşmasını dile getirirken bir şehit cenazesini siyasi propaganda alanına çevirenleri ağır dille eleştirmiştim.

Ancak konuya girerken söylediğim bir cümlenin önünün arkasının kesilerek servis edilmesi üzerine görülmemiş bir linçe tabi tutulmuştum.

Bu süreçte aleyhime binlerce sosyal medya paylaşımı yapıldı, televizyonlarda gazetelerde hem ağır hakaretlere uğradım hem de karalanarak, kirletilerek aşağılandım.

Burada çok acı olan benim gibi düşündüğümü sandığım pek çok kişinin de konuşmamı hiç izlemeden sadece linç kampanyasına konu olan 9 saniyelik kesiti izleyerek davranmalarıydı.

Sonuçta ağır linç kampanyası sonucu "Toplum tepkisi" bahanesiyle savcılığa çağrıldım, çıkarıldığım mahkeme yurtdışı yasağı ve adli kontrol şartı ile beni serbest bıraktı.

Bu süreçte hakkımdaki yayınların biri hariç hiçbirine cevap vermedim, sadece kendi YouTube kanalımda durumu anlatmaya çalıştım.

Cevap verdiğim tek mesaj terör olaylarında silah arkadaşlarını yitiren bir kahraman Türk askerinden geliyordu.

Mesajı beni çok üzdüğü için bir tek ona cevap verdim.

Sonra da bu askerimiz bana iki mesaj daha gönderdi.

Şimdi size bu askerimizden gelen ilk mesajı sunuyorum:

BİRİNCİ MESAJ

Şahsım Irak'ın kuzeyinde uzun süreler devletime vatanıma hizmet ettim.

Sen küçük beynini "Asker orada neden ölüyor" diye yorma.

Bizler ölümün sevgilisiyiz, vatan çiçeğinin kanımızla sulanması gerekiyordu, biz de suladık.

Biz serden geçenleriz, unutma bu vatanın hizmetçileri sonunu düşünmez, "bedeli neyse öderiz" derler ya, o ideoloji bizde mevcut değil, çünkü vatan için yapılmış hiçbir şeyin bedeli olmaz, olması gereken oluyor.

Aldığın oksijenin bedelini nasıl ödemiyorsan bizde vatan için uyuyamadığımız gecelere, çektiğimiz tatlı çilelere bedel biçmiyoruz, Allah şehitlik nasip ediyor bizler de şehit oluyoruz.

Bu dava ebedi daim olacaktır. Allah'ın izniyle Sn. Cumhurbaşkanımızın komutanlığında.

Sen haddini bil şehit babasına uzattığın dili içeri çek. Toprağın altındaki bizim kardeşimiz onun babası babamız anası anamız şahsen babasına uzanan dili kesmek vazifemiz olur.

Haddini bil. Hangi ülkede olduğunu unutma. Fatihin şehrinde Osmanlının topraklarındasın.

Serden geçenlerin poyrazına kapılır kaybolup gidersin. Akıllı ol.

BENİM MESAJIM

Mesajınızı dikkatle okudum. 9 saniyelik bir görüntü üzerine duygularınızı dile getirmenizi elbette haklı buluyorum.

Ama bana bunları söylerken bu ülkenin cumhurbaşkanının cenazelerde iktidarı suçlayan şehit babaları için söylediği "Birkaç şerefsiz çıkıyor, bunun gibi kanı bozuklar" dediğini de unutmayın.

Tam 40 yıldır PKK terörü üzerine yazılar yazıyorum. Yüzlerce yazım ve bir de kitabım var.

Ayrıca binlerce tv konuşmam da ortada duruyor.

Birinde bile ne şehitlerimize ne de ailelerine yönelik olumsuz kelime bulamazsınız.

Ama ne yazık ki ülkede dirlik ve düzenliği hiç umursamayan iktidar zihniyeti ve yandaşları sırf seçim propagandası yapabilmek için benim gibi insanları hedef tahtasına koyup karalamaya çalışıyor.

Bu algı operasyonundan siz de nasibinizi almışsınız.

Oysa gerçek bu değil. Özellikle terör konusuna benim kadar istikrarlı, kararlı ve doğru gazeteci bulamazsınız.

Samimiyetine inandığım için can güvenliğimi de tehdit eden bu mesajı avukatlarıma göndermeyeceğim. Ama size de bu tür yazıları yazmadan önce biraz düşünmenizi ve örneğin söylediklerime tepki gösterirken 9 saniyelik bir linç kampanyasından değil konuşmamın bütününü izleyerek karar vermenizi öneririm.

Sevgiler selamlar...

İKİNCİ MESAJ

Hayırlı günler konu bende kapandı yaramız taze acımız diri. Daha güzel siyasetlere şâhit olmak dileği ile iyi günler

ÜÇÜNCÜ MESAJ

Tevazu ile yaklaşımınız beni mahcup hissettirdi, benden de yaşça büyüksünüz. Silah arkadaşını kaybetmiş biri olarak yaklaştım olaya. Fakat bu yazınız beni düşündürdü.

Yine dediğim gibi daha iyi siyasetlere şahit olma dileği ile hoşçakalın.

MERAK ETTİĞİM ŞEYLER

Galata Köprüsü İstanbul'un yeni miting alanı mı oldu

Erdoğan'ın oğlu kızı ve damadının girişimi sonucu dün İstanbul'da büyük bir "Filistin'e destek ve şehitlere saygı mitingi" yapıldı.

Sabahın erken saatleri olmasına rağmen mitinge çok büyük bir kalabalık katıldı.

Özellikle Galata Köprüsü'nün üzeri ve Eminönü meydanı görülmeye değer bir protestoya tanıklık etti.

Ancak bir konu çok dikkatimi ve çekti ve açıkçası merak ettim.

İstanbul'da özellikle muhalif kesimler bir miting yapmak istediklerinde ya da bir basın duyurusu yapacaklarında valilik hemen devreye giriyor ve izin vermiyor.

Gerekçe olarak da "İstanbul'da miting ve toplanma yapılacak yerler bellidir. Bunların dışında bir yerde gösteri yapılmasına izin verilemez" diyor.

Bugüne kadar Eminönü meydanı ve Galata Köprüsü'nün üzerinde hiç miting yapılmamıştı.

Çok uzun yıllar önce Yıldız Teknik Üniversitesi'nde iki öğrencinin öldürülmesinden sonra Cağaloğlu'ndaki morgdan alınan cenazeleri taşımak için yürüyüşe geçen öğrenciler kaplamıştı Galata Köprüsü'nün üzerini.

Bir de 1970'lerdeki 15-16 Haziran işçi gösterilerinde Galata Köprüsü'ne iki koldan yürüyüş başlayınca dönemin iktidarı köprüyü açarak geçişe kapamıştı.

O tarihlerden bu yana ilk kez Galata Köprüsü üzerinde, üstelik izinli bir gösteri yapıldı.

Başka gösteriler için hemen "Miting yerleri belli" diyen iktidar ve yandaşları sıra kendilerine gelince diledikleri yerde miting yapma hakkını buluyor.