CANIMI SIKAN ŞEYLER
BDDK sırf vatandaş faiz ödemesin diye hesabı sıfırlatıp açlığa mahkûm ediyorÖnceki gün bu köşede çıkan bir yazıma İş Bankası genel müdürlüğünden bir cevap geldi.
Yazdığım şuydu;
Bir arkadaşım yaz boyunca girdiği bir sıkıntılı durum nedeniyle kredi kartının asgari ödemesini iki ay üst üste yapamamış.
Bu ay başında banka hesaptaki tüm parayı çekip kredi kartına yatırmış, ancak o da yeterli gelmemiş.
Böylelikle hem hesap sıfırlanmış hem de kredi kartı kullanıma kapatılmış.
Bu yazım üzerine İş Bankası'ndan gelen açıklamada "yapılan işin tamamen yasal olduğu" belirtiliyor.
Meğer kredi kartı borcu için bankaya kişinin hesaplarında bulunan tüm paranın çekilmesi yetkisini Bankacılık Denetleme ve Düzenleme Kurulu BDDK vermiş.
Açıklamada "Düzenleme gereği, kredi kartı borcunun en az asgari ödemesinin gerçekleşmemesi durumunda tutarın yasa ile belirlenmiş asgari miktarına kadar olan kısmı kart sahibinin vadesiz hesabından tahsil edilmekte" deniliyor.
BDDK bu uygulama ile müşterilerin kart ödemesi yapmasındaki gecikmeden doğacak faiz ödemesinen önlenmesini amaçlıyormuş.
Şu ulvi davranışa bakar mısınız
Açıklamada "ayrıca" bu tür kesintilerin emekli maaşından yapılmadığı da kaydediliyor.
Yani iyiliksever BDDK emekli maaşı olan birinin başka bir geliri olmayabileceğini düşünmüş.
Çok insancıl bir durum.
İş Bankası bu açıklamada haklıdır elbette.
Kendilerine verilen yetkiyi kullanıyorlar.
Ama bu yetki belli ki BDDK tarafından vatandaşı korumak için değil bankanın tahsilatı hızlı ve ani yapması için çıkarılmış.
Şimdi gelelim bu uygulama yüzünden mağdur olan arkadaşımın durumuna.
Bu arkadaşım iki ayrı işte çalışıyor ve maaş alıyor, maaşları da İş Bankası'na yatırılıyor.
Yaz aylarında yaşadığı bir sıkıntı nedeniyle kredi kartı borcunun asgari tutarını yatıramamış.
Hesap sıfırlanıp kart da kullanıma kapatılınca, bankaya verdiği otomatik ödeme talimatlarının hiçbiri gerçekleşmemiş.
Arkadaşımın çocuğunun okul taksidi, ailecek yaptırdıkları sağlık sigortası taksitleri de ödenememiş.
Arkadaşım velev ki bir yere borçlu olsa ve evine haciz gelse, haciz memurları yaşamsal değerdeki mal ve eşyaya el koyamıyor.
Oysa sıra bankaya gelince akan sular duruyor.
Haciz memuru örneğin tencere ve fırını alamıyor ama hesap sıfırlanıp kredi kartı da kapatılınca evde ne tencere ne fırın kalmış gibi oluyor.
İş Bankası'na ise küçük bir hatırlatmam olacak.
Elbette BDDK'nın düzenlemelerine uyacaklar.
Ancak her şubede müşterilerle ilgilenen temsilciler var.
Arkadaşım uzun yıllardır bu bankayı kullanıyor, aylık hesap hareketleri asgari ücretin hayli üzerinde, kredi kartı limiti de yüksek.
İki aylık hareketlerdeki tuhaflık ve ödemede gecikmeler müşteri temsilcisinin dikkatini çekmeli ve bağlantı kurmalı, sorunu öğrenmeli ve elinden geleni yapmalıydı.
O güne kadar sorun yaşamayan bir müşterinin son iki ayda aynı para hareketlerine rağmen kredi kartı borcunu ödeyememesi ile ilgilenilmeliydi, nedeni öğrenilmeli ve en azından bir söz alınmalıydı.
Eğer bu yapılsa arkadaşım adeta yokluğa terkedilmezdi.
İş Bankası'nın büyüklüğü bana göre bunu gerektirir.
1700'den fazla döviz hesabı incelemeye alınmışGenelde iç ticaretle uğraşan ama zaman zaman ihracat da yapan bir arkadaşım aradı.
"Yahu" dedi "Böyle devlet mi olur, ülkeye döviz kazandırıyoruz ama hem yaranamıyoruz hem de eziyet çekiyoruz."
Merakla "hayrola, niye kızdın bu kadar" diye sordum.
Anlattı.
Bir Avrupa ülkesine mal satmış.
3 milyon dolara yakın bir meblağ banka aracılığı ile Türkiye'ye gelmiş.
Nisan sonunda gelen bu para hâlâ kullanılamıyormuş.
Şaşırdım tabii "4 aydan fazla zaman geçmiş, niye parayı kullanamıyorsun ki" diye sordum.
"İnceleme-tahkikat yapılıyormuş. Mehmet Şimşek Türkiye'yi gri listeden çıkardığı için övünüyor ya, işte bu nedenle yurtdışından gelen her para güya incelemeye alınıyormuş" dedi arkadaşım ve ekledi;
"Külahıma anlatsınlar onu, parayı resmen elde tutuyorlar, hiçbir şey yapamıyoruz."
Dediğine göre bir milyon doların üzerinde gelen bütün paralara böyle yapılıyormuş. Bu tür 1700 küsur hesap varmış.
Arkadaşım "Ortalama her gelen hesap 3 milyon dolar desek 5 milyar doların üzerinde bir para hak sahiplerine verilmeden elde tutuluyor, parayı devlet kullanıyor, nemasını da kendi alıyor, böyle haksızlık olmaz" dedi.
MERAK ETTİĞİM ŞEYLER
Beylerbeyi'nde sır inşaatBeylerbeyi'nin sırtlarında eşsiz boğaz manzarasına sahip çok değerli arazi var.
En az 10 dönümlük bu arazi aslında SİT alanında.
Yıllardır boş durur, içinde de herhangi bir yapı yok.
Ancak birkaç ay önce bu arazinin etrafı galvaniz perdeye örtüldü.
Yoldan geçenlerin boğaz manzarası engellendi.
Ardından hummalı bir çalışma başladı.
Kamyonlar, dozerler, tuğla taşıyan forkliftler vızır vızır işlemeye başladı.
Öyle anlar oldu ki yol iki taraftan kesildi, bir süreliğine geçişe izin verilmedi ki getirilen malzemeler hızlıca araziye taşınsın diye.
Bu galvaniz perdenin bir yerinde bir tabela var.
Burada İstanbul Büyükşehir Belediyesi Boğaziçi İmar Müdürlüğü başlığı altında "tadilat ve güçlendirme" yapıldığı yazıyor.
Müteahhit firma olarak ise Erdoğan'ın çok yakını Kalyon kentsel proje yatırım AŞ görünüyor.
Onca yıldır oradan geçiyorum, bu arazide bırakın tadilat yapılacak bir binayı bir baraka bile görmedim.
Ama bir gün içeri mal taşıdıkları sırada paravanın bir bölümü açıktı, içeride devasa bir inşaat yükseliyor.
Yakında tam karşı kıyıdan çekilecek bir fotoğrafta Boğaz'a nazır yükselen bir malikane göreceğiz galiba.
BUNU YAZMAK GEREK
Medyaradar'ı susturunca başınız göğe mi eriyorİnternetteki haber siteleri arasında ilgiyle izlediğim Medyaradar'ın erişimine engel konulduğunu daha önce de yazmıştım.