Şiir şairin gördüğü gerçekten meydana gelir. Şairin duyuş, düşünüş ve algılayışıyla yaşadığı ya da yaşanabilir olan doğrudan gördüğü gerçekten. Gerçek, hayatla şairin duyumsadığı arasındaki özgür durumdan şairin özgün bir şekilde yarattığı dünyadır. Şair yaşadığı ya da yaşananı kendi dünyasından geçirerek tekrar yaşanabilecek somutlukta ortaya koyar. Şiirde gerçek, şairin yarattığı gerçektir. O gerçeğe varmak için şair kendine özgü bir dil yaratır. Verili dilin dışında oluşmuş dilin şaire özgü sesi vardır. Ses bir şiirde ayırt edici en önemli özelliktir. Her şair kendine özgü bir ses yaratır. Sesle imge şairin kendine özgü yarattığı dilin içinden yepyeni bir yaşam meydana getirir. Somut olanı imgelerle soyutlayıp tekrar üst gerçeklikle somut hale gelmesini sağlar. Şair yarattığı dille kendine ait bir dünya kurar. Şiir şairinin yarattığı üst bir düzlemdir. Bu düzlem şairin ortaya koyduğu diliyle meydana gelir. Dildeki sesin rengine ve atmosferine göre biricik olan üslup oluşur. Şair her şeyi, yarattığı dil içinden bu üslupla söyler. Şiirde en önemli unsur, şiirin şair tarafından yaratılmış sesidir. Şiirin sesinde imgelerle kurulmuş atmosfer yepyeni bir dünyayı meydana getirir. Şair dilini ve sesini oluştururken dünyaya ve hayata nasıl bakıyorsa o doğrultuda bir dünya oluşur. Şair dünyaya kendine özgü yeni bir düşünce teklif eder. Bu düşünce şiirde şiiri yöneten ve yönlendiren temel eylemdir. Yaşanan dünyaya sunacağı bir bakış açısı vardır şairin. Kendine özgü yeni bir bakış açısı. Hayatı ve yaşananları oradan alımlar.

Gerçeğe özgün bakış açısıyla varmış kendi düşüncesinin şiirini yazan bir şairden söz etmek istiyorum. Ömer Erinç, ulusal anlamda ilk şiirini Edebiyat dergisinde yayımlamış. İlk şiir kitabı Turna Gözleri ve Karanfil 1991 yılında, ikinci şiir kitabı Geniş Zaman Süvarileri 1999 yılında yayımlanmıştı. Uzun yıllar dergilerde şiir yayımlamadı Ömer Erinç. Şiir kitabı da yayımlamadı. Sevdanın Hükmü Baki Defteri (Eylül 2024-Hece Yayınları) toplu şiir kitabı, Ömer Erinç şiirine bakmamız açısından önemli bir toplam.

Öncelikle Ömer Erinç şiirde saf gerçekliğe varmış oradan söylüyor söylediklerini. Erinç şiirinde ilk dikkatimi çeken kendine özgü 'düşüncenin şiiri'ni yazıyor oluşudur. Şair adeta şiiriyle düşünüyor. Buradan hareketle şiirinde Kudüs, devrim, eylem, iş, işçi, emek ve direniş gibi kavramlar kendine özgü bir bakış açısıyla yer alıyor. Elbette Müslüman bakış açısıyla bakıyor bu kavramlara. Ömer Erinç, Nuri Pakdil güzergâhından gelen şairlerdendir. Pakdil'in işaret ettiği yerden alıp kendi atmosferini oluşturmuş bir şair.

Ömer Erinç şiirinin karakteristik özelliği, şiirde saf gerçekliğe ulaştıktan sonra kendi imge dünyasıyla soyutu somuta çevirip tekrar soyutlayarak doğrudan ifade edilmiş olmasıdır. Örneğin; "çölde / karanfil dolu bir katar / turna gözleri ve karanfil // trenlere akan saçların sonra / yapraklanacak bir dal" dizelerinde görüldüğü gibi.