CHP ne yapmak istiyor

Partiler ve liderler 31 Mart yerel seçim sonuçlarını değerlendirirken siyasetin yeni dönemde nasıl şekilleneceği merak konusu.
Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın balkon konuşmasının milli iradeye saygı gösteren, kapsayıcı içeriği muhalefeti de sorumlu açıklamalar yapmaya yöneltti.
CHP Genel Başkanı Özel ve İBB Başkanı İmamoğlu, Cumhurbaşkanı Erdoğan'a yönelik daha dikkatli bir dil üretmede birbiriyle yarışıyor.
"Bayramda Sayın Erdoğan'ı arayacağım" diyen Özel, SABAH Gazetesi'nden Yavuz Donat'a verdiği mülakatta bir adım ileri giderek "En sert muhalefet olacağız, fakat nezaketten ve makamlara saygıdan asla ve asla taviz vermeyeceğiz" açıklamasında bulundu.
Özel ayrıca, "birlikte çalışma ve istişare etme zorunluluğuna" işaret ederek Erdoğan'dan randevu isteyeceğini ve "nereye randevu verirse orada görüşeceğini" belirtti.
Mazbatasını alan İmamoğlu da "Sayın Cumhurbaşkanı Erdoğan, sizinle konuşmaya hazır bir Ekrem İmamoğlu var" diyerek randevu istemişti.
Yerel seçimlerden güçlenerek çıkan Özel ve İmamoğlu parti siyasetine yön vermede birbirleriyle kapışmıyorsa bu yaklaşımın bilinçli tercih olduğu söylenebilir.
CHP'li belediye başkanlarının makamlarına sabah namazıyla, dua ve besmeleyle başlamasına bakılırsa CHP'nin bu yeni siyasi duruşununsöyleminin ortak bir politikayı ve aklı yansıttığı görülüyor.
Hatta İBB Başkanı İmamoğlu'nun eşi Dilek Hanım'ın verdiği bir mülakatta "Emine Hanım'la birlikte projeler yapalım isterim; bizim birlikteliğimiz Türkiye'ye iyi gelir" cümlesi de benzer başka bir örnek.

Doğrudan bir Erdoğan karşıtlığına odaklanmanın işe yaramadığının farkında olan CHP'liler kamuoyunda 2028'de "İktidar olmaya hazırız" psikolojisi oluşturmaya çalışıyorlar.
Ekonomi temelli sert bir muhalefet yapmadan önce en azından şimdilik "yerelde iktidar sorumluluğu" taşıdıklarını seçmene göstermek istiyorlar. Bunun bir amacı da elbette CHP'nin belediyeleri yönetiyor olmasını AK Parti tabanı için normalleştirmek.
Seçilen strateji şu şekilde okunabilir.
CHP, Türkiye'deki siyasi kapışmaları güvenlik, kimlik kutuplaşması ve dış politikadaki meydan okumalar düzleminden çıkararak kısa sürede aşılamayacağını düşündüğü ekonomik zorluklar (hayat pahalılığı ve emeklilerin durumu gibi) düzlemine sabitlemeye çalışıyor.
Burada ikili bir yöntem işleyecek gibi görünüyor.
Hem ekonomi seçmenin yeni "beka meselesi" olarak resmedilecek hem de "birlikte çalışarak bu sorunları çözelim" söylemi iktidara yöneltilecek.
Randevu talepleri ve birlikte çalışma önerisi kabul edilirse CHP iktidarın alanını ılımlı bir söylemle sınırlamaya yönelir.
Bir yandan bürokrasi üzerinde yeni bir baskı oluşturmaya diğer yandan "