Semerkand Zirvesi ve Türkiye'nin yeri

Cumhurbaşkanı Erdoğan geçtiğimiz iki gün Şanghay İşbirliği Örgütü'nün (ŞİÖ) Semerkand Zirvesi'ne katıldı. Türkiye'nin 2012'de "diyalog ortağı" olduğu ŞİÖ zirvesine cumhurbaşkanlığı düzeyinde katılım sağlaması kadar Erdoğan'ın Putin dahil liderlerle masadaki sohbeti de dikkatleri üzerinde topladı. Rusya'nın Ukrayna işgali sonrası uluslararası diplomasideki etkisini pekiştiren Erdoğan'ın ŞİÖ'de gördüğü büyük ilgi aslında kimseyi şaşırtmadı. Türkiye'nin etkin ve dengeli yaklaşımı hem Ukrayna'nın güvenini sağladı hem de Rusya ile konuşabilen tek güç konumuna geldi. Erdoğan, zirvede Türkiye'nin Yeniden Asya girişimi çerçevesinde ŞİÖ ve üyeleri ile daha geniş işbirliği arayışını dillendirdi. ŞİÖ'yü Türkiye'nin "Asya'ya açılan pencerelerinden birisi" olarak niteleyerek küresel sorunlar karşısında duvarların yükseltilmesini eleştirdi: "Amacımız bölgemiz ve ötesinde barış çemberi oluşturmaktır... Ekonomik durgunluk, tedarik zincirlerindeki aksamalar, terörizm gibi nice imtihanla karşı karşıyayız. Bu sorunların üzerinden ancak çözüm anlayışı ile gelebiliriz. Bu dönemde bazı ülkeler duvarlarını yükseltmeyi ve içe kapanmayı tercih etmiştir." Semerkand Zirvesi'nde işbirliği çağrısıyla Erdoğan, Türk dış politikasının ölçeğini küresel ölçekte konumlandırma çabasına bir yenisini ekledi. Batı medyasında "Batı karşıtı ittifak" olarak resmedilen ŞİÖ, genişlemeye devam ediyor. İran'ın katılımı ile 9 üyeye ulaşan ŞİÖ, bu zirvede ayrıca Mısır ve Katar'a diyalog ortağı statüsü verdi. Belarus'a tam üyelik; Bahreyn, Kuveyt, Maldivler, BAE ve Myanmar'a diyalog ortağı statüsünün verilmesiyle ilgili süreçleri başlattı. ŞİÖ'nün genişlemesini çekirdeğini Asya'nın oluşturduğu "Batı dışı dünyanın yükselişi" olarak değerlendirmek daha doğru olur. Rusya ve Çin'in henüz çekişme halinde oldukları ABD karşısında güçlerini birleştirmedikleri ortada. Moskova'nın Batı ile ilişkileri çok büyük bir kopuş yaşarken Pekin, Tayvan krizine rağmen ihtiyatlı davranıyor. Nitekim, Semerkand Zirvesi'nde Rusya Cumhurbaşkanı Putin ile Çin Devlet Başkanı Şi'nin Ukrayna Savaşı sonrası ilk görüşmesi önemliydi. ABD ve AB'nin Rusya'ya yaptırımları karşısında Putin'in Şi'den beklediği desteği alamadığı görüldü. Pekin, bu savaşın uluslararası sisteme getirdiği belirsizliklerden ve yeni risklerden mutlu değil. Diğer bir ifadeyle, Yeni Rusya ve Yeni Çin ideallerinin kendi özgün