Miçotakis'in ikili politikası ve büyüyen tehlike

Yunanistan Başbakanı Miçotakis, Türkiye'ye karşı iki yönlü bir politika yürütüyor. Bir yandan Ege ve Doğu Akdeniz'de maksimalist Yunan taleplerini oldu bitti ile Ankara'ya dayatma hamlesi yürütüyor. En son NATO görevindeki Türk uçaklarına radar kitlenmesi ve Midilli ve Sisam adalarının uluslararası hukuka aykırı olarak zırhlı araçlarla silahlandırılmaya devam edilmesi örneklerinde görüldüğü üzere... Diğer yandan BM 77. Genel Kurul toplantısındaki konuşmasında olduğu gibi uzlaşma fikrinden bahsediyor. "Yunanistan'ın Türkiye'ye tehdit oluşturmadığı, düşman değil komşu olduğu" söylemini öne çıkarıyor. Böylece hem komşuyu taciz ve tahrik eden politika takip ediyor hem de Türkiye'yi ABD ve AB kurumlarına şikayetle "saldırgan" olarak resmetmeye çabalıyor. Bu çabanın altında ciddi bir hırs ve hesap hatası yatıyor. Son yıllarda Atina'yı rahatsız eden temel sebep Türkiye'nin uluslararası gücünü bir üst lige çıkarmış olması. Türkiye'nin Suriye, Irak, Libya'dan Karabağ'a genişleyen askeri varlığı ve Rusya-Ukrayna savaşı sırasında Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın yükselen arabulucu liderliği göz dolduruyor. Bir dönem Türkiye'nin arasının bozuk olduğu ülkelerle (İsrail, BAE ve Suudi Arabistan gibi) normalleşme politikası yürütmesi de Atina'nın Ankara'yı yalnızlaştırma tavrını etkisiz hale getirdi. Şimdilerde Yunanistan, ABD ve Fransa ile geliştirdiği iş birliğini ve AB'den aldığı desteği Türkiye'yi taciz etme imkânı olarak görüyor. Washington da Türkiye'nin bölgedeki etkisini dengelemek, Batı Balkanlarda ve Güneydoğu Avrupa'da daha güçlü yerleşmek için Miçotakis hükümetinin politikasına destek veriyor. Afrika başta olmak üzere birçok alanda Türkiye iler rekabet etmekten hoşnut olmayan Fransa da benzer bir yaklaşım sergiliyor. Sonuç Miçotakis hükümetinin Ege'deki karasuları ve adaların askerileştirilmesi gibi çok ciddi hayati sorunlarda provakatif eylemlere yönelmesi oluyor. Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın uyarılarının ve BM'deki KKTC vurgusunun gösterdiği üzere Türkiye, Ege, Doğu Akdeniz ve Kıbrıs'taki hayati çıkarlarından bir adım geri atma niyetinde değil. Dahası, hiçbir iktidar bu milli konularda taviz vermez, veremez. Ege gibi istisnai bir denizdeki uzlaşmazlıklar