Erdoğan ve Putin'in ziyaretleri bir dönüm noktası olabilir mi

Ukrayna krizinde "Savaş ne zaman çıkacak" tartışmaları devam ederken Cumhurbaşkanı Erdoğan dün Kiev'deydi. Ziyaretin gündemi, diplomatik ilişkilerin 30. yıldönümünde gerçekleştirilen Yüksek Düzeyli Stratejik Konsey'in 10. toplantısıydı. Bu çerçevede iki ülke arasında ticareti 10 milyar dolara çıkarmayı hedefleyen Serbest Ticaret Anlaşması ve savunma sanayii işbirlikleri dahil 8 anlaşma imzalandı. Türkiye zor zamanda Ukrayna ile ticaretten savunma sanayiine kadar birçok alanda işbirliğini derinleştirmeyi, Rusya ile ilişkilerini bozmak olarak görmüyor. Aksine Ukrayna krizinin "Avrupa ölçekli bir savaşa dönme riskinin" konuşulduğu bir dönemde muhtemel bir savaşı engellemek için diplomasiye vurgu yapıyor. Hem Rusya hem de Ukrayna ile yakın ilişkilerini çözüm için seferber etme çabasında. Son günlerde Ankara, krizin Karadeniz'e getirebileceği istikrarsızlığa daha fazla dikkat çekiyor. Erdoğan dünkü ziyaretiyle daha önceki günlerde Kiev'e gelen Batılı devlet adamlarından farklı bir misyon üstlendi. Türkiye, "dost ve stratejik ortak" olarak gördüğü Ukrayna'nın Batı ve Rusya arasındaki çekişmenin kurbanı olmaması için gayret gösteriyor. Bunun için de "arabuluculuk, kolaylaştırıcılık veya görüşmelere ev sahipliği yapma" gibi roller üstlenme arzusunu gizlemiyor. Malum, Rus lider Putin de yakında Yüksek Düzeyli İşbirliği Konseyi toplantısı için Türkiye'ye gelecek. Bu lider diplomasisi trafiğinin Ukrayna krizinin savaşa dönmesini engellemede ciddi katkısı olabileceği görüşündeyim. Zira ABD ve İngiltere ile Rusya arasındaki Ukrayna gerilimi farklı bir yere gidiyor. UKRAYNA KRİZİNDE YENİ AŞAMAYA DOĞRU Ukrayna krizinde gerilimi yükselten, sınıra yüz bini aşkın askerini yığan Putin oldu. ABD ve NATO'ya ilettiği maksimalist taleplerle de elini yüksekte tuttu. Bir büyük pazarlık arayışında olduğu söylendi. Krizin ilk aşamasında Putin'in Biden yönetimini ve NATO'yu sıkıştırdığı tespitleri öne çıktı. Ancak giderek Putin'in aslında ABD'nin oyununa geldiğini söyleyen analizler de yayımlanıyor. Washington'un "Şubatta savaş geliyor" söylemini Kiev ve Batı başkentleri paylaşmıyor. Putin'in ABD ile "büyük pazarlık arayışı" da gerçekleşecek gibi görünmüyor. El Pais gazetesinde çıkan habere göre Washington, Moskova'ya AGİT, NATO-Rusya Konseyi gibi platformlarda karşılıklı silahsızlanmayı müzakere edilebileceğini ancak NATO'nun açık kapı politikasını desteklemeye