CHP'nin, Erdoğan'ın kampanyasına sunduğu imkân

Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın Mart 2024 yerel seçim kampanyası iki ana unsur üzerine oturuyor. İlki, seçim beyannamesinde vurgulanan dirençli şehirler ve hizmet-eser belediyeciliği gibi AK Parti'nin mevcut başarısına ve gelecek vizyonuna dayanıyor. Bunu da 6 Şubat depremlerini yaşayan illerde deprem konutlarını hak sahiplerine teslim ederek gösteriyor. Depremin birinci yılında 75 bin konutu tamamlıyor olmak ve 2024 sonuna kadar bunu 200 bine çıkarma hedefi seçmene somut mesajlar veriyor: "Sorunlara çözüm üretmek, proje yapmak ve hizmet üretmek AK Parti'nin işidir. Bunlarda hiçbir parti AK Parti ile yarışamaz."

Erdoğan'ın kampanyasının ikinci unsuru ise CHP eleştirisine dayanıyor. Mayıs 2023 seçimlerinde yenilen ittifakı CHP'nin toplamış olması ve halen İstanbul ve Ankara başta olmak üzere bazı büyükşehirlerde CHP'li başkanların olması sebebiyle bu odaklanma anlaşılabilir. Genel Başkanın muhatap alınması da gayet doğal. "Bay Kemal"in yerine şimdilerde "Özgür Efendi" tanımlaması geçti. "6'lı masanın proje" olduğu ve CHP'nin Türkiye'nin milli çıkarları (terörizmle mücadele dahil) konusunda kötü bir performans sergilediği gibi söylemler Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın eleştirilerinde yer alıyor. Elbette Erdoğan'ın muhalefetin dağınıklığını ve özellikle CHP'nin iç çekişmelerini gündem yapması da siyasetin gereği. Ve bu dağınıklık "ülkenin 6'lı masaya bırakılamayacağı" argümanını güçlendiriyor. Ancak aday belirleme sürecinde CHP'deki üçlü iktidar dağılımının (Özel-İmamoğlu- Kılıçdaroğlu) dışarıya yansımaları Erdoğan'a kullanışlı bir malzeme veriyor.

CHP'li belediye başkanları tarafından dillendirilen "Kürtler ve Aleviler; Kılıçdaroğlu'na destek verenler tasfiye ediliyor" söylemi Erdoğan'a "CHP'de şu an bir iç savaş yaşanıyor" deme imkânı veriyor. Eski genel başkan Kılıçdaroğlu'nun "Siyaseti bırakmadım. 15-20 günde bir, akademisyen grubuyla Türkiye'nin ve dünyanın sorunlarını konuşuyoruz" cümlesi kendisinin parti içinde bir iktidar odağı olarak 1 Nisan sabahını beklediğini düşündürüyor. "Siyaseti bırakmadım" demek "CHP'deki misyonumu tamamlamadım, uygun şartlarda genel başkanlığa dönerim" anlamına mı geliyor Bu tür sorgulamalar CHP içinde 31 Mart için çalışanlar ile 1 Nisan'ı bekleyenler ayrımını pekiştirmekle kalmıyor,