Hedef küçültme

Bundan neredeyse çeyrek yüzyıl önce Galatasaray'ın o dönemki başkanı Mehmet Cansun çok tartışılan bir açıklama yapmıştı. Galatasaray, Türkiye Kupası'nda alt lig takımı Erzurumspor'a elenince bu kupanın önemli olmadığını söylemişti. Oysa o kupalar Galatasaray'ın müzesinde en fazla yer kaplayan
kupalardı.

Bugün hala bu tartışma devam ediyor. UEFA'nın o dönemki yeni organizasyonu olan Avrupa Kupa Galipleri Kupası'na takım göndermek için organize edilen Türkiye Kupası günümüzde hala Avrupa'ya çıkış kapılarından biri. Ayrıca Süper Kupa maçına da çıkma hakkı veriyor. Bu açıdan bakıldığında ne çeyrek yüzyıl önce ne de bugün küçümsenemez.

Tabii şöyle de bir gerçek var, Galatasaray ve Fenerbahçe son yılların en nefes kesen lig şampiyonluğunun yarışın içinde. Ve Fenerbahçe'nin elenmesini 9 yıldır şampiyonluğa olan hasretine bağlayanlar da var. Peki Galatasaray için de öyle mi

Maç öncesi Galatasaray taraftarları arasında kupadan elenmenin lig yarışına odaklanma açısından fayda sağlayacağını düşünenler de vardı. Okan Buruk'un sahaya çıkardı 11 de bu düşünceyi destekler gibiydi.

Mertens, Torreira, Kerem Demirbay gibi ilk 11'in müdavimleri kulübedeydi, Icardi ve Muslera ise tribünde.

Okan Buruk, santrfor olarak Barış Alper'i düşünmüştü.

Maç başladığında görüldü ki, alternatif kadro pek de verimli değildi. Sağ bek, sol bek, forvet, santrfor derken Barış Alper'in kafası iyice karışmıştı. Tüm oynadığı mevkiler içinde en verimsiz kaldığı, santrfor mevkiiydi.

Sakatlıktan yeni çıkan Oliveira orta saha organizasyonunu yönetemiyor, Galatasaray forvet hattı Karagümrük savunma bloğu arasından gedik açamıyordu. Galatasaray bir kez daha kapanan savunmalar karşısında bocalıyordu. Bir de üstüne erken bir gol yedi. Markao'nun golü Galatasaray'ı ikilemde bıraktı. Maçı oluruna mı bırakacaktı, kupada yarı finale kalmak için vitesi mi yükseltecekti