Galatasaray iki rakibe karşı

Milli maç, yerel seçimler derken futbola öyle uzun bir ara verildi ki, Süper Lig neredeyse gündemden düşecekti. Neyse ki Galatasaray ile Fenerbahçe'nin tarihi bir sezon yaşadığı, en yakın rakiplerine 32 puan fark attığı aklında kaldı da futbola dönüş kolay olmadı.

Maç başladığında görüldü ki lige kaldığı yerden dönmek kolay değildi. Maç yorgunu olan Galatasaray'a dinlenmenin iyi geleceğini düşünülüyordu ancak Galatasaray da sezon sonları şampiyonluğa oynayan takımlara musallat olan hastalığa yakalanmıştı: Stres.

Hatayspor maçın başlarında etkili ataklarla golü arıyor, Galatasaray savunmasının dengesini bozuyordu ama asıl sorun Galatasaray'ın kendi oyununu oturtamamasıydı. Okan Buruk, Icardi'nin arkasına Ziyech- Mertens- Zaha'yı koyarak Şampiyonlar Ligi kadrosu kurmuştu ama sahadaki performans beklentiyi karşılamaktan uzaktı. Zaha ve Ziyech kanatları etkili kullanamıyor, 3. Bölgede pas trafiğini iyi koordine edemiyordu. Premier Lig patentli bu iki yıldız TFF 1. Lig performansı bile veremiyordu.

Galatasaray ilk yarıtı Icardi'nin kafa golüyle 1-0 önde kapadı ama Icardi'nin boş kaleye yuvarlayamadığı top skorun açılmasını engelledi ve Hatayspor'un direncinin kırılmasını engelledi.

Maçın ikinci yarısı da futbol kalitesinin çok yüksek olmadığı bir oyuna şahitlik ediyordu. Hatayspor'un hızlı atakları, düşük tempolu Galatasaray'ı sallamaya başlamıştı. Hatayspor'un VAR'dan dönen golü Galatasaray için son uyarı gibiydi. Okan Buruk, Zaha- Ziyech ikilisini alıp Kerem Aktürkoğlu- Kaan Ayhan'ı sahaya sürdü. İlk yarıda hücuma katkısı ile dikkat çeken ancak ikinci yarıda sağ kanadı tutamayan Barış'ı açığa alıp sağ beke Kaan Ayhan'ı koymak önemli bir hamleydi. Volkan Demirel de Fernandes'i oyuna alıp hızlı hücumcu sayısını artırmıştı ancak Zaha- Ziyech çıktıktan sonra artık oyun 11'e 11 oynanıyordu ve Galatasaray kontrolü yeniden eline almıştı.

Maçın son 15 dakikası Galatasaray iki rakiple mücadele ediyordu. Biri sahadaki rakibi Hatayspor'du. Golü düşünmekten hiç vazgeçmeyen, güçlü rakibine cesaretle kafa tutan Volkan Demirel dakikaları tribünlere saniye saniye saydırdı. Diğer rakipse stresti. Galatasaraylı oyuncular üzerindeki baskıyı bir türlü atamıyor, bir yandan da kendileriyle savaşıyordu.