Osimhen farkı

Ligin bu dönemlerinde iki rakibiniz olur; biri mücadele ettiğiniz takım, diğeri de stres. Galatasaray da tüm tecrübesine karşın bu baskıyı iliklerine kadar hissetmiş gibiydi. Dün Galatasaray'ın Rize'de ilk yarıyı rakip kaleye isabetli şut atamadan bitirmesi ancak bu stresle izah edilebilirdi.

Ağır AZ Alkmaar yenilgisinin izleri maçın bu bölümünde açıkça hissediliyordu. Okan Buruk'un üçlü savunmada görev verdiği yeni transfer Cuesta aksıyor, kanatlardaki Frankowski ve Barış Alper etkisiz kalıyor, Sara eski görkemli günlerini aratıyordu. Buna Mertens'in tutukluğu ve Osimhen'in yalnızlığı da eklenmişti. İlk 45 dakikanın en istekli ve ayakta kalan ismi Ahmed Kutucu'ydu ama onun da çerçeveyi vuran şutu yoktu.

Rizespor ilk 10 dakikadaki baskıyı kırdıktan sonra önce maçı dengeledi, ardından da Akintola ve Sowe ile tehlikeli geldi. Sowe'un direkten dönen topu Galatasaray için şans anıydı.

Okan Buruk ikinci yarıda Cuesta-Eren ve Mertens-Sallai değişikliği ile başladı. Bu hamle Sarı Kırmızılı takımındaki tutukluğu atmaya yetti. Frankowski'nin ortasında Osimhen'in kaleyi bulan ilk şutu ağlarla buluştu.

Ancak Galatasaray'ın savunma sorunu vardı ve bu maçta da kendini göstermeden duramadı. Sowe'un usta işi dokuşunu ile gelen beraberlik golü, Galatasaray'a hiçbir maçın oynamadan kazanılamayacağını hatırlatıyordu.