Trabzonspor-Galatasaray maçı öncesi takımların odak noktaları farklıydı. Kötü geçen bir sezonu kupayla bitirmeyi hedefleyen ev sahibi ekip fikren çarşamba günü oynanacak kupa finalindeydi. Galatasaray ise adım adım gitmeyi düstur edinmişti, bu maç öncelikli düşünüyordu.

Galatasaray rakibinin gücünü göz önünde bulundurarak kontrollü bir oyunu tercih etti. Trabzonspor da benzer bir tercihte bulununca ortaya pozisyon zenginliği az olan bir maç çıktı. Buna karşın iki takımdaki kaliteli ayakların fazlalığı az ama öz atak gelişmesine neden oldu. Maçı dengede tutan, iki kaleci Uğurcan Çakır ve Fernando Muslera'nın kurtarışlarıydı.

Galatasaray'da Victor Osimhen istediği topları alamadığı ve kalabalık Trabzonspor savunmasında yalnız kaldığı için son dönemin en verimsiz oyunlarından birini oynadı. Barış Alper yine çalışkan ve yine savruktu. Yunus bu maçta da bir forvet oyuncusuna göre düşük tempoluydu, ancak bu kez skor katkısı yapmadığı için sırıttı. Sara forvet arkasındaki merkez pozisyonda, etkili bir Dries Mertens'in bir harfi kadar etki sağlayamadı.

Lemina ve Torreira'nın merkezdeki sağlam duruşu savunmayı rahatlattı. Sallai çıkışını sürdürüp bu maçta da dikkatleri çekerken sol bekte Eren'in yokluğu arandı.

Trabzonspor'da Fatih Tekke, kupa finali öncesi belli ki sakatlıktan korkuyordu, golcüsü Simon Banza'nın yerine Enis Destan'ı sahaya sürmüştü. Nitekim korktuğu başına geldi, ilk yarıda Enis sakatlandı.

Aklı kupada olan Trabzonspor, Edin Visca ile tehlike yaratıyor ama devamını getiremiyordu. Galatasaray ikinci yarıda baskısını artırdı. Gol ise bir duran toptan geldi. Abdülkerim bir önceki kornerde gollük vuruşunu çıkaran Uğurcan'ı bu kez avladı ve tabelayı değiştirdi. Gol sonrası Trabzonspor'un direnci tamamen çöktü ve o ana kadar topu kontrol eden Galatasaray oyunu da kontrol etmeye başladı. Yedek ağırlıklı kadroyu artık tecrübeli kaleci Uğurcan da tutamıyordu.