Kimse bizden fazla koşamaz!

Kimse bizim stadımızda bizden fazla koşamaz, kimse bizim stadımızda bizden fazla savaşamaz"
Bu sözler Beşiktaş'ın yeni teknik direktörü Fernando Santos'un Tüpraş Stadı'ndaki ilk galibiyetinden sonra sarf ettiği cümlelerdi. Siyah-beyazlı taraftarlar mücadeleyi yansıtan bu sözlerden hemen etkilenmişti. Ancak anlaşılan o ki bu sükseli sözler futbolculara fazla tesir etmemiş.

Dün ilk yarıda Tüpraş Stadı'nda Beşiktaş'tan daha fazla koşan ve Beşiktaş'tan daha fazla savaşan bir rakip vardı. Ve de bu mücadeleye karşılık veremeyen ve kendi evinde topu kontrol edemeyen bir Beşiktaş.

Afrika Kupası'ndan yeni dönem Masuaku'nun taç atışlarında takımın çok yavaş kalmasına ve top istememesine verdiği tepki aslında bir çok şeyi özetliyordu. Masuaku bıraktığı Beşiktaş'ı döndüğünde bulamamıştı. Artık sahada yürüyen, mücadele isteğini kaybetmiş bir Beşiktaş vardı.

Siyah-beyazlıların bu durağan, düşük tempolu oyununa yeni transferler de bir çare olamıyordu. Beşiktaş tarihinin bonservis bedeli olarak en pahalı iki transferi sahadaydı ancak takım oyunu düzeninden kopmuş bir Beşiktaş'ta onlar da etki sağlayamıyordu.

Muci hareketli ve enerjik bir forvet ancak yardımlaşacağı bir ortamı ilk yarıda bulamadı. Bu da onun oyun gücünü azaltıyor. Al Musrati henüz takımın çok yenisi. Dünkü maçta çok koştu, bütün topları talep etti, oyunun ilerleyen bölümlerinde de pas trafiğinde Gedson Fernandes'i ciddi şekilde destekledi. İki transfer de daha iyi bir takımda daha iyi işler yapacağının mesajını verdi.

Beşiktaş maçın ilk yarısında o denli vasattı ki ikinci yarıda biraz hareketlenince golü de buldu. Rashica'nın ortasında bu sezonun sürpriz yıldızı Semih Kılıçsoy ince bir kafa dokunuşuyla skoru değiştirdi. Masuaku'nun sık sık ileri çıkması, Cenk, Rashica, Muci'nin vites yükseltmesi, ileri uçta Semih'in varlığı Beşiktaş'ı biraz olsun izlenebilir hale getirdi. İlk yarıda daha derli toplu görünen, oyunu kontrol eden Konyaspor, rakibinin bu atağına karşılık verecek güçte değildi.