Aklı Avrupa arenasında olan Galatasaray, Başakşehir deplasmanına önemli eksiklerle çıktı. Savunmada Singo ve Davinson'un yokluğu, sarı kırmızılı takım adına ciddi bir soru işaretiydi. Buna karşın Okan Buruk'un öğrencileri maça yüksek konsantrasyonla başladı. Rakip Başakşehir, son 11 yılda 9 kez Avrupa kupalarına katılmış, her sezon ilk 5 içinde yer almayı başarmış bir ekipti.
Tecrübeli ve oturmuş kadrosuyla bu kez de kendi sahasında direnç göstereceği düşünülüyordu. Ancak sahadaki görüntü beklentilerin çok uzağındaydı. İlk 45 dakikada Başakşehir, bırakın pozisyon üretmeyi, Galatasaray ceza alanına neredeyse hiç giremedi. Nuri Şahin'in takımı sahada ezildi; oyun disiplini ve hücum planı tamamen çöktü.
Galatasaray'da Osimhen yedek kulübesindeydi. Icardi'nin arkasında Sane, Sara ve Barış üçlüsü oynadı. Bu üçlü, sürekli baskı yaparak Başakşehir savunmasını hataya zorladı. Ancak Icardi'nin temposuzluğu pozisyonların golle sonuçlanmasını engelledi. Galatasaray aradığı golü ilk yarının son dakikalarına doğru buldu. Orta sahada oyunu yönlendiren İlkay, nefis bir pasla Sane'yi buluşturdu. Alman yıldız da soğukkanlı bir vuruşla ağları sarstı ve takımını öne geçirdi.
İkinci yarının hemen başında Başakşehir umutlandı. Erken bulunan gol ofsayta takılınca Galatasaray rahat bir nefes aldı. Ancak sarı kırmızılı takımın temposu düşmüştü, oyuna dönemiyordu.
Pas kalitesi azaldı, savunmada boşluklar oluştu. Nitekim ev sahibi ekip kaptığı bir topta hızlı çıkarak Shomurodov'la skoru eşitledi. Maç yeniden dengelenmişti.
Bu dakikadan sonra Galatasaray'ın reaksiyonu belirleyici olacaktı. Okan Buruk'un takımı geri adım atmadı. Özellikle Sane, ikinci yarıda da oyunun kaderini eline aldı. Sara'nın araya bıraktığı nefis pasla savunmanın arkasına sarkan yıldız oyuncu, kaleciyle karşı karşıya kaldığı pozisyonda topu ağlara göndererek hem kendisinin hem de takımının ikinci golünü attı.