Gelecek neslin ilham perileri

Milletler Ligi'ni kazanıp Avrupa Şampiyonası'na geliyorsanız favori olduğunuz kadar kupanın diğer iddialı takımlarının da fiyakasını bozmak istediği milli takımsınızdır. Turnuva başlamadan önce grup maçlarında favorilerin alacağı sürpriz mağlubiyetler, liderlik ve dolayısıyla son 16 hesaplarını değiştireceğinden herkes temkinliydi. İtalyan medyası, her şeyi doğru yaptıkları takdirde yarı finalde karşılarında Türkiye olacağını biliyordu. Bizim Belçika'yı 3-1 mağlup ettiğimiz maçtaki oyun, İtalyanların koçu Mazzanti'nin iştahını kabartmış olabilir. Ancak Polonya karşısında 3-0'lık tabela, yarı finali Egonu-Melissa Vargas maçına çevirdiğinde Çizme'de atılan manşetler, 'Annecim Türkler'di. Final elbette unutulmaz ancak yarı finaldeki İtalya maçı da bir o kadar özel ve Filenin Sultanları'nın baskı altında nasıl takım olarak sahaya karakter koyduklarının kanıtıydı. Mazzanti, yarı final öncesi medyasından yükselen eleştirilere, "Biz daha bütün kartlarımızı açmadık. Sadece Egonu ve hücumu düşünmeyin. Bir savunma takımıyız da" diyordu. Sahada aldığı cevap, biz finale giderken onun başını ağrıtmaya devam edecekti. Spor tarihinde iki iddialı milli takım arasında adeta takas gibi görünen koç değişikliği, elbette çok enderdir. Guidetti de Santralli de analize ihtiyaç duymayacak kadar rakipleri tanıyan İtalyan ekolünün önemli temsilcileri. Türkiye Voleybol Federasyonu'nun VakıfBank ile büyük başarılar kazanan Guidetti'den sonra Milli Takım'ın başına Sırbistan'ı çalıştıran Santarelli'yi getirmiş olması ne kadar doğruysa, bence Sırbistan'ın da Guidetti ile yola devam etmesi o kadar doğruydu. VakıfBank, Eczacıbaşı başta olmak üzere Türk voleybolunun ekonomisine ve altyapısına katkıda bulunan çok sayıda marka, kurum ve sponsorlar var. Ancak unutulmaması gereken çok özel bir geçmişe sahip Vargas'ın F.Bahçe tarafından