Galibiyet kokusu
Yedi günde üçüncü maçına çıkıyorsan, ligde 6'da 6 yapmış, ezeli rakibine deplasmanda 3 atmışsın, müzende olan bu kupada iyi bir başlangıç fikstürü çekmişsin, taraftarın derbi zaferini kutlamayı kesip sana çok maç kazandıran konsantrasyon moduna geçmiş ama başka bir gezegenden gelmiş bir başkanın var. Betondan, kardeşi Cenk'ten, Bankalar Birliği'nden bahsediyor maça 24 saat kala. Ne yapacaksın ki, bu da benim çilem deyip stadın yolunu tutacaksın. Geçen sezon iyi oyunla hatırlanan Bayern Münih ve Man. United maçlarından, Devler Ligi'nden kalan gerçek evinde kazanamayan bir Galatasaray idi ki bunun devam hikâyesi Young Boys'a RAMS Park'ta boyun eğmekti.
Galatasaray'ın stadında bazen bergamot mu dersin od mu, yok hiçbiri değil belki de; bir nefis koku vardır. Tribünden ve sahadan yükselen, galibiyetin geleceğini haber veren koku. Tribünler ayaktadır, destek tamdır, takım da iştahlı ve temaslı oyunuyla taraftara bugün kazanacağız hissini verir. Derbinin yorgunluğunun ikinci yarıda handikap yaratacağı