Erzincan Başbağlar katliamında 29 yıl sonra tecelli eden adalet bölgede yüreklere su serpti

Her ne kadar' geciken adalet, adalet değildir atasözü adil yargılama hakkı kapsamında davaların makul sürede sonuçlandırılması açısından bireylerin en temel hakkı olduğu hukuk kuralını ifade eder. Ancak Başbağlar'da 29 yıl önce 5 Temmuz 1993 tarihinde PKK'lı teröristlerce şehit edilen 5'i kadın 33 sivilin yakınlarından olan ve Katliamdan yaralı kurtulan Başbağlar Köyü Muhtarı Ali Akarpınar katliamın 2019'daki yıl dönümünde AA'ya yaptığı açıklamada yaşanan acının taze kalmasındaki en büyük etkenlerden birinin dava süreci olduğunu söylemişti. Akarpınar, "Bu dava süreci, maalesef 1998'de o zamanki İzmir Devlet Güvenlik Mahkemesinde yapılan 24 duruşma sonunda takipsizlikle sona erdi. Tabii ki bu içimizde bir yara olarak kaldı. Gerçekleştirilen katliamla adeta haritadan silinen köyümüzdeki olayın maalesef sanığı yoktur. Bu nedenle şehitlerimizin kanı yerde kalmıştır. Başbağlar köyü mazlumları adalet aramaktadır. Adaleti yalnız Başbağlar köyümüz için aramıyoruz, bizim durumumuzda olan mazlum, mağdur ve cümle insanlar için arıyoruz. demişti.Erzincan Cumhuriyet Başsavcılığınca sürdürülen soruşturma kapsamında 33 sivilin şehit edilmesinde sorumluluğu bulunan ve terör örgütü PKKKCK üyesi oldukları tespit edilen 21 terörist hakkında hazırlanan iddianame Erzincan 2 ağır ceza Mahkemesine gönderildi. İddianamede Başbağlar köyünde PKKKCK tarafından gerçekleştirilen katliam şöyle anlatılıyor '' Tunceli bölgesinden yaklaşık 100 PKKKCK'lı teröristin silahlandırılarak akşam ezanı okunurken köye girdikleri, iletişim ve elektrik hatlarını kestikleri, camiden başlayıp okunan ezanı yarım bıraktırarak imamı köy meydanına götürdükleri, köyde tespit ettikleri evlerden silah zoruyla vatandaşları darbedip çıkartarak köy meydanına getirdikleri ve kadınları köyün altında bulunan dere yatağında topladıkları ifade edildi. Terör örgütü propagandası yapan teröristlerin daha sonra köyü ateşe vererek köylüleri katlettikleri aktarılan iddianamede, olay yerinde 28 kişinin kurşunlanarak öldürüldüğü, 3 kişinin yaralandığı, kayıp 5 kişinin de yanan evlerin enkazından cenazelerinin çıkarıldığı bilgisine yer verildi. Başbağlar'da ele geçirilen boş kovanların kriminal incelemeleri sonucu söz konusu silahların terör örgütünce 1992-1994 yıllarında Tunceli ve Bingöl'de güvenlik güçleri ve sivillere yönelik 10 farklı terör saldırısında kullanıldığı da tespit edilmişti.YAKINLARINI 29 SENE ÖNCE PKK'LI TERÖRİSTLERİN GERÇEKLEŞTİRDİĞİ KATLİAMDA KAYBEDEN BAŞBAĞLARLILARIN İDDİANAME SEVİNCİ"29 yıldır adalet istiyoruz. Bugün ise umutlarımız yeşerdi. Başbağlar ve diğer faili meçhul olayların katillerinin adalet önünde hesap vermelerini bekliyoruz. Umudumuz yeşerdi çünkü Erzincan Cumhuriyet Başsavcılığınca konuyla ilgili bir iddianame hazırlandı. İnşallah ağır ceza mahkemesi de bu iddianameyi kabul edecek ve Başbağlar katilleri adalet önünde hesap verecektir. Bizim beklentimiz, umudumuz bu yönde. Tam 29 yıldır Başbağlar köylüleri 33 masumun hesabının sorulmasını bekliyor. Başbağlar katliamı inşallah faili meçhul olmaktan çıkacak." Erzincan Cumhuriyet Başsavcımıza, devlet büyüklerimize çok teşekkür ediyoruz İnşallah adalet yerini bulur2 TEMMUZ MADIMAK'ALEVİ' 5 TEMMUZ BAŞBAĞLAR 'SUNNİ' KATLİAMLARI AYNI DERİN YAPININ PROVOKAS-YONU'MUYDU 2 Temmuz 1993 yılında Sivas'ta Madımak Oteli'nde 37 kişinin yakılarak ölmesi, bu olayın 'Alevi katliamı' olarak nitelendirilmesi, bu olaydan sadece 3 gün sonra Erzincan Başbağlar köyünde 33 köylünün kendilerini PKK'lı olarak tanıtan kişilerce kurşuna dizilerek öldürülmesi, 'Sünni katliamı' olarak nitelendirilmesi Alevi-Sunni vatandaşlarımızı birbirine düşman kamplara bölme ve çatıştırma amaçlı açık provokasyonlardı. Başbağlar