İsrail›in sert müdahalesi sonrası yükselen tansiyonun, ABD Dışişleri Bakanı Marco Rubio'nun girişimleri ile sağlanan ateşkes sonrası şimdilik sönümlendiğini, İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu yönetiminin izlediği politikanın Suriye›nin bütünlüğünü ve varlığını tehdit ettiğini belirten Jeffrey, "İsrail'in Suriye'deki hedefi ne" sorusunun öne çıktığına dikkati çekti .Güneydeki Dürzilerin bir dış gücün yardımı ile kendi askeri gücüne sahip bağımsız bir özerk yapı oluşturmasının, sadece SDG adını kullanan terör örgütü PKK/YPG'nin değil, batıdaki Nusayrilerin de benzer taleplerine yol açabileceğine işaret eden Jeffrey, "Bu da ülkenin çöküşüne zemin hazırlar."
diye konuştu.
İsrail›in, ABD›nin desteğiyle, Suriye yönetimiyle bundan sonra ne yapmak istediğine karar vermesi gerektiğini dile getiren Jeffrey, "Bu İsrail için varoluşsal bir mesele, çünkü Suriye şu anda Orta Doğu'nun en önemli cephesi." dedi. Jeffrey, İsrail'in Suriye merkezi yönetimine yönelik güç kullanımıyla ilgili "İsrail'in Suriye'de ne yapmaya çalıştığı belli değil." eleştirisinde bulundu.
SURİYE'DEKİ PKK VARLIĞI VE SDG HANGİ ŞARTLARDA ABD'NİN DESTEĞİNİ KAYBEDERJeffrey, ABD'nin PKK/YPG uzantılı SDG'yi desteklediğini ve bu yapıyı ayrı bir varlık olarak ayakta tutmak konusunda belli bir sınıra kadar bu desteğini sürdüreceğini belirterek, "SDG, bu konunun herkes için barışçıl bir şekilde çözülmemesi halinde çok güçlü bir Türk ordusu ile yüzleşmek zorunda olacağını biliyor." dedi. Jeffrey, örgütün Suriye yönetimi ile entegrasyon planı dışına çıkması halinde Washington'un desteğini kaybedeceğine işaret ediyor.
"Suriye'nin kuzey doğusunda kendi ordusuna sahip bağımsız bir devletin ortaya çıkması, Suriye'nin birliği için tamamen yıkıcı olur. Türkiye ve PKK ile yürütülen uzlaşma süreci açısından da büyük bir risk oluşturur." diyen Jeffrey, bölgedeki karışıklıkların fırsat olarak görülüp belirlenen yol haritasının dışına çıkılmaması için konunun yakından takip edilmeye devam edilmesi gerektiğine inandığını kaydetti.
Jeffrey, Türkiye'nin PKK'nın silah bırakması için başlattığı süreç ile ilgili olarak da "Sanıyorum, Türk yetkililerin süreç için kullandığı 'geri döndürülmez' tanımı oldukça doğru. Bunu Kürt tarafından da duyuyorum. Hatta PKK tüm Kürtleri temsil etmediği için, PKK çevrelerinden duyuyorum demem daha doğru olur. Ve sürecin geri döndürülemez olduğu genel bir kabul görüyor." Özellikle "PKK, askeri olarak başarısız oldu. Bu nedenle de silahlı mücadelenin sürdürülmesinin mantıklı bir tarafı da kalmadı iddiaları genel kabulü doğru bir zemine oturtuyor.
TOM BARRACK İSRAİL SURİYE'Yİ BÖLÜP PARÇALAMAK İSTİYOR
Suriye ile İsrail arasında ilan edilen ateşkesin sadece Süveyda ilinde çatışmayı kapsadığını ve sınırlı bir anlaşma olduğunu söyleyen Barrack, İsrail'in Şam'ın güneyinin askersizleştirilmesi tartışması gibi iki ülke arasındaki daha geniş kapsamlı sorunları içermediğini vurguladı. İsrail'in egemen bir devlete müdahale etmesini kabul edip etmemek zor bir soru." diyen Barrack, İsrail'in, Suriye'nin güçlü bir merkezi devlet tarafından kontrol edilmesindense ülkeyi "parçalanmış ve bölünmüş" görmeyi tercih edeceği değerlendirmesinde bulundu. Barrack, "Güçlü ulus devletler bir tehdittir. Özellikle Arap devletleri, İsrail için bir tehdit olarak görülür" ifadesini kullanarak, Suriye'de tüm azınlık topluluklarının merkezi bir yapıyı tercih edeceğine işaret etti. ABD'nin Suriye Özel Temsilcisi ve Ankara Büyükelçisi Tom Barrack, Suriye ve Orta Doğu'daki gelişmelere ilişkin çarpıcı bir değerlendirmede bulundu. Barrack, İsrail'in Suriye'yi parçalamak istediğini belirtirken, Suriye'nin güneyindeki çatışmalarda "her iki tarafta da yaşanan ölüm ve katliamların" kabul edilemez olduğunun altını çizdi. Suriye ile İsrail arasında müzakereler sürecek. Fransa'nın başkenti Paris'te Suriye ve İsrail arasında gerçekleştirilen müzakerelerin sürdürülmesi kararı alındı. Müzakerelerde iki taraf henüz anlaşamadı.