Türkiye Kızıl Elma'ya yürüyor
Başkan Recep Tayyip Erdoğan, terörün prangasının kırıldığı hayırlı Cuma'dan bir gün sonra Kızılcahamam'dan dünyaya seslendi. "Türkiye Yüzyılı'nın kapıları ardına kadar aralanmıştır" diyerek tarihi konuşmasına başlayan Erdoğan, gönülleri titreten, geleceğe umutla bakmamızı sağlayan, "Büyük Türkiye"nin yüz yıllık hedeflerini dile getiren muhteşem ifadelerde bulundu. Erdoğan'ın "Dün itibarıyla 47 yıllık terör belası inşallah sona erme sürecine girmiştir. Türkiye uzun, acılı, sancılı, gözyaşlarıyla dolu bir sayfayı dün itibarıyla kapatmaya başlamıştır.
Bugün unutmayalım, yeni bir gündür. Bugün tarihte yeni bir sayfa açılmıştır" ifadelerini geleceğin tarihini yazmakta olan Türkiye'yi anlattı. Başkan Erdoğan, tarihe KIZILCAHAMAM KRİTERLERİ olarak geçecek konuşmasında, terör örgütü PKK'nın silah bırakma süreci ve bundan sonra atılacak adımlar konusunda bilgiler verdi. Erdoğan'ın, "Terörsüz Türkiye süreci bir pazarlığın, bir al-ver sürecinin neticesi değildir" sözleri, karanlık mahfillere ve beynini Batı'ya kiralamış eziklere bir cevap niteliğindeydi.
1982'DEN 2025'E ...
Erdoğan, "Bundan 47 yıl önce, 14 Ağustos 1984'te Siirt'in Eruh ve Hakkari'nin Şemdinli ilçelerinde bölücü terör örgütü ilk eylemini yaptı" dedikten sonra, 2025 yılına kadar terör zincirinin arka planını anlattı. "10 bine yakın güvenlik görevlimizi terörle mücadelede şehit verdik. 50 bine yakın vatandaşımız yine terör olaylarında hayatını kaybetti. Öncelikle şehitlerimize, hayatını kaybeden vatandaşlarımıza bir kez daha Allah'tan rahmet diliyorum. Onları unutmadık, unutmayacağız. Vatanımız inşallah ebediyen var olacak, ay yıldızlı bayrağımız inşallah ebediyen semalarımızda özgürce dalgalanacak. Vatan toprağını kanıyla sulayan, ay yıldızlı bayrağımızı al kanlarıyla boyayan şehitlerimiz her zaman başımızın tacı olacak. 1984'teki ilk eyleminden sonra ne yazık ki terör, Türkiye'de her geçen gün tırmandı.
Bunda elbette devletin bazı yanlış uygulamalarının da payı vardı. Diyarbakır Cezaevi bunlardan biriydi. Yakılan köyler, bir gecede göçe zorlanan insanlar, evladıyla cezaevinde Kürtçe konuşamayan analar, işte bu yanlış uygulamalardan bazılarıydı. Hukuk ve meşruiyet dışı mücadele yöntemleri, terörü bitirmek yerine tam tersine körükledi, büyüttü; terör örgütüne istismar edebileceği elverişli bir zemin sundu. Hataların bedelini hep beraber ödedik. Sadece güvenlik güçlerimizi şehit vermekle kalmadık.