Kilit ülke

YENİ dünya düzeni inşa ediliyor. Artık, yeni dünya düzeninde dünyada barış için diplomasi merkezi Türkiye oldu. Bir haftadır, dünya barışı için diplomasi merkezi olan Türkiye'de baş döndüren diplomasi trafiğinden olumlu sonuç alındı. Başkan Recep Tayyip Erdoğan ARABULUCULUĞU'NDA ve Dışişleri Bakanı Hakan Fıdan'ın müthiş manevralarıyla, İstanbul'da Rusya ve Ukrayna heyetleri üç yıl sonra 2. KEZ masaya oturdu. Görüşmeden, taraflar karşılıklı olarak 1000'er savaş esirini serbest bırakma ve her iki tarafın gelecekteki ateşkese ilişkin vizyonunu sunması konusunda anlaştı.
Bakan Fidan, üzerinde anlaşılan başlıkları aktardı ve "Türkiye olarak Rusya ve Ukrayna arasında kalıcı barışa ulaşılmasını mümkün kılacak her türlü çabayı sergilemeye devam edeceğiz" dedi.
İstanbul'da diplomasi trafiği sürerken, Başkan Recep Tayyip Erdoğan, Avrupa Siyasi Topluluğu Zirvesi'ne katılmak için Tiran'a gitti, AVRUPA GÜVENLİĞİ VE TÜRKİYE başlıklı stratejik bir konuşma yaptı. Erdoğan, "Uluslararası alandaki güven bunalımının aşılması için adil ve kapsayıcı bir küresel yönetişim mimarisinin tesis edilmesine ihtiyaç var.
Güvenliğin bölünmezliği, refahın daha hakkaniyetli paylaşılması ilkeleri üzerinde bina edilecek dönüşümü Avrupa Kıtası olarak kendi evimizde başlatmalıyız.
Avrupa güvenliğinin geleceğini istişare ettiğimiz bu kritik dönemde Avrupa Birliği'nin kendi savunma sanayisini geliştirmesine yönelik gayretler faydalıdır. Avrupa Birliği ile Gümrük Birliğimizin güncellenmesinin tedarik zincirlerinin güvenliğine katkı sunacağı kanaatindeyiz" dedi.
Başkan Erdoğan, Tiran'dan dönerken gazetecilere, AVRUPA GÜVENLİK MİMARİSİ hakkında detay verdi.
Erdoğan, Tiran Zirvesi'nde Türkiye'nin Avrupa'nın güvenliği, refahı ve istikrarı için kilit rolünün altını çizdiğini belirtti, "Avrupa'da barış ve istikrarın yeniden tesisi için, yapılması gerekenlerin ve ülkemizle iş birliğinin önemini bir kez daha vurguladım" sözlerini kaydetti. Tüm alanlarda daha derin iş birliğinin önündeki siyasi engellerin ve ön yargılı tutumların artık geride bırakılması gerektiğini vurgulayan Başkan Erdoğan, aksi takdirde Avrupa'nın çok ihtiyaç duyduğu dönüşümü yakalamasının mümkün olmayacağını ve rekabet gücünün her anlamda çok daha azalacağını kaydetti.
2010'lara kadar Türkiye hakkında olumsuz başlıkları atan küresel ülkelerin gazeteleri, yaşadığımız günlerde Türkiye'yi yere göğe sıgdıramıyor. Türkiye son yıllarda bağımsız ve milli politikalar izleyerek, savunma sanayiini yerli hamlelerle güçlendirerek bağımsızlığını ilan etti. Kürsel güçlerin tüm zincirleri tek tek kırıldı. Yeni Dünya Düzeni inşa edilirken, HASTA ADAM durumuna düşen Avrupa da Türkiye'ye muhtaç hale geldi. Geldiğimiz son noktada senelerdir Türkiye'yi yerden yere vurmayı kendine görev edinmiş İngiliz Financial Times iki gün önce "Avrupa'nın güvenliği Türkiye'nin ellerinde" manşetiyle çıktı.
Dünya ekonomi platformlarına yön veren gazeteye konuşan Avrupalı yetkililerin çarpıcı yorumları var.
Financial Times'a göre, Ankara artık Avrupa'nın güvenliği olmadan düşünülemeyecek kadar stratejik bir pozisyona sahip. "Türkiye ordusu yükselişte" diyen Financial Times, "Avrupa Rus revanşizmine karşı güneydoğu kanadını korumak için iyi silahlanmış bir müttefike ihtiyaç duyuyor" diye ekliyor ve şöyle devam ediyor:
"Erdoğan'ın AB üyelik müzakerelerini yeniden başlatma yolu olarak gördüğü Türkiye'nin askeri ağırlığı tartışılmaz. Türkiye'nin Dışişleri Bakanı ve eski istihbarat şefi Hakan Fidan, artık düzenli olarak AB savunma toplantılarına davet ediliyor. NATO dışişleri bakanları da Çarşamba günü Türkiye'de uzun süredir planlanan bir toplantı için bir araya geliyor." Haberde ayrıca "Türkiye donanması, Karadeniz'e ve çevresine uzanan nakliye yollarını kontrol ederken, 355 bin aktif personeliyle NATO'nun Avrupa tarafındaki en büyük silahlı kuvvetlere sahip.
Avrupa, Ukrayna için belki 30 bin askerden oluşan bir güvence gücü oluşturmakta zorlanırken, ulusal savunma için yapılandırılmış ancak Libya ve Somali'ye