Trump'ın etrafını saran, ABD yönetiminin direksiyonunu elinde tutan Siyonist–Evanjelist kadro, yıllardır kucaklarında gezdirdikleri, katliam ve soykırım suçlusu Netanyahu'ya destek vermeye devam ediyor. Ancak Türkiye'den bu ittifaka tokat üstüne tokat geliyor. Geçtiğimiz günlerde ABD Dışişleri Bakanı Rubio'ya yaslanarak, tanklarını masum Gazze halkının üzerine sürdükten sonra konuşan İsrail Başbakanı Netanyahu, Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan'ı ve Türkiye'yi hedef alan skandal açıklamalarda bulundu.
Netanyahu'nun "Kudüs bizim şehrimiz, sizin değil. Her zaman bizim şehrimiz olacak" sözleri büyük tepki çekti. Onun çevresindeki odaklar da "Bugün Katar, yarın Türkiye" şeklinde tehditler savurdu.
Cumhurbaşkanı Erdoğan ise bu hadsiz açıklamalara tarihi bir cevap verdi: "Kudüs-ü Şerif'i namahrem ellerin kirletmesine izin vermeyiz. Biliyorum, Hitler özentisi tiplerin kuyruk acısı belki de hiç geçmeyecek." Erdoğan'ın sözleri, zalim politikaların maskesini düşürdü ve Türkiye'nin onurlu duruşunu bir kez daha ortaya koydu.
Cumhurbaşkanımızın mesajı çok netti:
"Biz zulme ve zalime boyun eğmeyiz. İsrail'in vahşi saldırıları altında hayatta kalma mücadelesi veren Gazzeli mazlumların yanında olmamızı kimse engelleyemez. İsrail haydutluğunun hedefi olan tüm kardeşlerimizle dayanışmamız sürecektir. Zulümle, soykırımla, barbarlıkla güvenli bir gelecek kuracaklarını zannedenler, tarihteki niceleri gibi kaybedecek ve döktükleri kanda boğulacaklardır. Bundan kaçış yoktur."
KUDÜS'ÜN ÖNEMİ
Erdoğan, Kudüs'ün İslam dünyasındaki konumuna da dikkat çekerek şunları vurguladı:
"Asırlarca İslam'ın bayraktarlığını üstlenen bir milletin evladı olarak, dört yüz yıl Kudüs-ü Şerif'e hizmet etmenin şerefini yaşadık. Bugün de kalbimizin yarısı Mekke, diğer yarısı Medine'dir; bunların üstünde de bir tül misali Kudüs vardır. Kudüs, iki milyarlık İslam âleminin ortak davası, hafızası ve mirasıdır. Onu kirletmeye kimsenin gücü yetmez." Cumhurbaşkanımız sözlerini şu ifadelerle tamamladı:
"Biz Müslümanlar olarak Doğu Kudüs üzerindeki haklarımızdan tek bir geri adım atmayacağız. Kudüs'ün tekrar barış, huzur ve güven şehri olması için mücadelemiz sarsılmaz bir azimle devam edecektir."