Büyük Türkiye

Başkan Recep Tayyip Erdoğan, Gazze'de yaşanan insani felaketi dünyaya süreklilik içinde ve ısrarla anlattı. Avrupa ve ABD'de geniş çaplı protesto gösterilerinin ve toplumsal kitlelerin eyleme geçmesinin ilk kıvılcımını yaktı.

Katil-Soykırımcı Netretanyahu, Başkan Erdoğan ve ABD Başkanı Trump beraberliği sayesinde durduruldu. Ne demişti, İstiklal Marşı yazarı, büyük edebiyatçımız rahmetli Mehmet Akıf Erdoy, "Medeniyet dediğin tek dişi kalmış canavar'' sözünü yine doğrularcasına Mısır'daki imza töreni, Avrupa'nın tarih sahnesinden silinişini gösteriyor.

Yüzyıl önce cetvellerle kadim Osmanlı topraklarını parselleyen Avrupa'lılar, 100 yıl sonra, Başkan Erdoğan'ın arkasında, Ortadoğu'ya huzuru getirecek imza törenini sadece seyrediyorlar. Tarihi imza töreninden sonra "Bugün sadece Orta Doğu için değil, tüm dünya için inanılmaz bir gün" diye konuşan Trump, bu sürecin tarihi bir öneme sahip olduğuna işaret etti. ABD Başkanı Trump, Erdoğan'a hitaben, "Ordusu, onun söylediğinden çok daha güçlü. Son zamanlardaki bazı süreçlere bakarsanız, kazanıyordu ama hiçbir övgü istemiyor.

Sert bir adam ama benim dostum ve ona ihtiyacım olduğunda her zaman yanımda oldu. Bu yüzden Cumhurbaşkanı Erdoğan'a teşekkür etmek istiyorum" ifadelerini kullandı. Erdoğan Mısır'dan dönüş yolunda Bölgesel ve küredel konularla ilgili düşüncelerini açıkladı. Ben açıklamaların içinden birine dikkati çekmek istiyorum.

ORTA DOĞU'YA BARIŞ GELECEK

SORU: Gazze konusunda sizin öncülüğünüzde en samimi girişimleri son iki yılda yapan Türkiye olarak bir ateşkese de öncülük yaptınız. Gazze'de bundan sonraki süreç, bundan sonraki aşamalar nasıl şekillenecek

CEVAP: Attığımız imzalar sıradan değil. Bu imzalarla da artık bu barış iradesi tarihin kayıtlarına girmiş durumda. Dilerseniz altına imza attığımız metni okuyalım: "Başkan Trump'ın Gazze çatışmasını sonlandırmaya ve Orta Doğu'ya kalıcı barış getirmeye yönelik samimi çabalarını destekliyor ve arkasında duruyoruz. Bu anlaşmayı Filistinliler ve İsrailler dahil olmak üzere bölgedeki tüm halklar için barış, güvenlik, istikrar ve fırsat sağlayacak şekilde birlikte uygulayacağız. Kalıcı barışın hem Filistinlilerin hem de İsraillerin refah içinde yaşayabileceği, temel insan haklarının korunduğu, güvenliklerinin garanti altına alındığı ve onurlarının muhafaza edildiği bir sulh olacağı anlayışındayız. Aralarında Hristiyanlık, İslamiyet ve Yahudiliğin de bulunduğu kökleri bu topraklarda iç içe geçmiş inanç toplulukları için bu bölgenin derin tarihi ve manevi öneminin farkındayız. Bu kutsal bağlara saygı gösterilmesi ve kültürel miras alanlarının korunması, barış içinde bir arada yaşama taahhüdümüzün temel önceliği olmaya devam edecektir. Orta Doğu'nun sürekli savaşlar, tıkanmış müzakereler ya da başarılı şekilde müzakere edilmiş ancak parçalı, eksik veya seçici biçimde uygulanan anlaşmalar şeklinde cereyan eden döngüyü daha fazla kaldıramayacağının bilincindeyiz. Son iki yılda tanık olunan trajediler gelecek nesillerin geçmişin başarısızlıklarından daha iyisini hak ettiğine dair acil bir uyarı işlevi görmelidir. Bölgede karşılıklı saygı ve ortak kader ilkelerine dayanan kapsamlı bir barış, güvenlik ve ortak refah vizyonunun peşindeyiz. Gelecek nesillerin barış içinde bir arada yaşayabilecekleri kurumsal temeller inşa ederek bu mirası hayata geçirmek ve sürdürmek için hep birlikte çalışacağımıza söz veriyoruz